10802,2%-0,55
36,78% 0,34
40,17% 0,12
3589,79% 0,29
5759,68% 0,00
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu” başlıklı çalışmasıyla ülkedeki çocukların yaşam koşullarına dair acı bir tabloyu gözler önüne serdi. 2024 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ndan derlenen verilere göre, Türkiye’de her 5 çocuktan biri et, tavuk ya da balık gibi protein kaynaklarına düzenli erişemiyor. Üstelik yeni kıyafet alamayan, tatil yapamayan ve hatta ders çalışacak bir köşesi bile olmayan çocukların sayısı alarm veriyor!
Sağlıkta İyimser Tablo mu, Gerçekler mi?
Rapora göre, 15 yaş ve altındaki çocukların yüzde 94,5’i aileleri tarafından “iyi veya çok iyi” sağlık durumunda görülüyor. Ancak detaylar incelendiğinde, 0-5 yaş grubunda bu oran yüzde 95,1 iken, 12-15 yaş grubunda yüzde 93,5’e düşüyor. Daha çarpıcı olan ise, sağlık durumu “kötü veya çok kötü” olan çocukların oranı: 0-5 yaşta yüzde 0,7, 12-15 yaşta ise yüzde 1. Bu çocukların yarısından fazlası (yüzde 53,7), son 6 ayda sağlık sorunları yüzünden günlük aktivitelerini neredeyse hiç yapamıyor.
Sofrada Et Yok, Gardıropta Yeni Kıyafet Yok!
Çocuk yoksulluğunun en net göstergelerinden biri beslenme ve giyimdeki eksiklikler. Hanelerin yüzde 69,8’i çocuklarına günde en az bir kez et, tavuk veya balık yedirebiliyor. Ancak yüzde 23,1’i maddi imkânsızlıklar nedeniyle bu temel gıdalardan mahrum bırakıyor. Yani her 5 çocuktan biri protein açısından zengin bir sofraya oturamıyor! Taze meyve-sebze tüketimi ise biraz daha yaygın (yüzde 86,7), fakat yine de yüzde 10’luk bir kesim bu sağlıklı gıdalara ulaşamıyor. Yeni kıyafet ise birçok çocuk için lüks: Hanelerin yüzde 9,2’si maddi yetersizlikten çocuklarına yeni giysi alamıyor.
Tatil ve Eğlence Uzak Hayal
Çocukların sosyal hayatı da yoksunluktan nasibini alıyor. Hanelerin sadece yüzde 51,2’si, çocuklarını evden uzakta bir haftalık tatile götürebiliyor. Yüzde 22,2’si ise bu masrafı karşılayacak durumda değil. Boş zaman aktivitelerine katılabilen çocukların oranı yüzde 35,9 iken, maddi sebeplerle katılamayanlar yüzde 18,2. Okul gezileri de benzer bir tablo çiziyor: Çocukların yüzde 55’i paralı gezilere katılabilirken, yüzde 18,7’si maddi zorluklar nedeniyle dışarıda kalıyor.
Evde Ne Oyuncak Var Ne Ders Çalışacak Yer!
Çocukların evdeki yaşam koşulları da iç açıcı değil. Hanelerin yüzde 80,8’inde çocuklar ders çalışacak veya ödev yapacak uygun bir alan bulamıyor. Oyuncak eksikliği çeken haneler yüzde 81, yaşa uygun kitap olmayan haneler ise yüzde 81,1 oranında. Bu yoksunlukların en çarpıcı yanı, ebeveynlerin büyük çoğunluğunun lise altı eğitim seviyesinde olması. Eğitim ve maddi imkânların birleşimi, çocukların geleceğini gölgeliyor.
“Çocuk Yoksulluğu Alarm Veriyor!”
TÜİK’in bu raporu, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun ve eşitsizliğin ne denli derinleştiğini bir kez daha ortaya koydu. Et yiyemeyen, yeni kıyafete hasret kalan, tatilden ve oyundan mahrum büyüyen milyonlarca çocuk, acil bir çözüm bekliyor. Bu veriler, sadece istatistik değil, aynı zamanda bir yardım çığlığı! Peki, bu tabloyu değiştirmek için ne yapılacak? Soru, yetkililere ve hepimize yöneliyor!