Fransızların tanımsız muhteşemlikte, öncekilerle mukayese edilemeyecek bir açılış olacak dedikleri PARİS2024’ün açılış töreni dün akşam gerçekleşti. Ara ara izledim, çok mu muhteşemdi, açıkçası emin değilim. Farklı, çok emek verilmiş olduğu bir gerçek. Paris’in ortasından geçen Sen (Seine) nehri harika işlendi, Fransa tarihi, kültürü, sanatı, sporu, müziği kısaca bir bütün olarak harika bir şekilde konuklara ve televizyon başından milyarlara sunuldu.
Fransa istediğini aldı.
Böylece olimpiyat oyunları tarihinde ilk kez bir açılış töreni de müsabakaların yapılacağı stadyumun dışında gerçekleşmiş oldu.
Paris'te gerçekleşecek organizasyonda 204 ülkeden 32 spor branşından 10 bin 500 sporcu 35 yarışma tesisinde 329 madalya için yarışacak. Olimpik programda yer alan 28 spor dalına ek olarak, bu sene break dans, dalga sörfü, kaykay ve spor tırmanışı alanlarında da yarış yapılacak.
ABD 592, Fransa 573, Avustralya 460, Almanya 427, Japonya 404, Çin 388, İspanya 382, İtalya 361 ve İngiltere 327 sporcu ile organizasyonda temsil edilirken Türkiye’de 54’ü kadın toplam 101 sporcusuyla; 18 spor dalında mücadele edecek.
Olimpiyat başlamadan Türkiye fire verdi
Hala bir çok yerde Türkiye’nin PARİS 2024’e 102 sporcu ile katıldığını da yazıyor. Katılımı 101’e düşmesinin nedeni de yasaklı madde kullandığı belirlenen dünya ve Avrupa şampiyonu güreşçi Rıza Kayaalp’in listeden çıkarılmasını değil boksörümüz Tuğrulhan Erdemir’in henüz bu hafta CAS’ta ki davayı kaybettiği için olimpiyatta kuralara katılamadan elenmiş sayılması.
101 sporcu ile temsil edileceğimiz PARİS 2024’de Türkiye ekibinin katılım gösterdiği branşlar şöyle:
Atletizm (16), Voleybol Kadın Milli Takımı (13), Güreş (11), Yüzme (8), Yelken (8), Judo (8), Atıcılık (7), Boks (7) Tekvando (5), 5 Artistik Jimnastik (5), Okçuluk (4), Modern Pentatlon (2), Eskrim(2), Badminton, Bisiklet Yol, Halter, Kürek ve Masa Tenisinden 1 er sporcu.
Türkiye 2020 Tokyo’da ise atletizmde 25, voleybol 12, yüzmede 11, güreşte 9, yelkende 8, karatede 7, boks ve judoda 6’şar, tekvando ile artistik jimnastikte 5’er, atıcılıkta 4, bisiklet, halter ve okçulukta 2’şer, badminton, eskrim, kürek ve modern pentatlonda ise 1’er sporcu ile yarışmıştı.
Tabloda üzüntü verici olan 2 olimpiyat öncesine kadar ortalama 8-10 sporcu ile olimpiyat kotası aldığımız Halter’ de artık 1-2 sporcu ile temsil ediliyor olmamız.
Gelelim yazımıza başlıkta yaptığımız olimpik sporcularımızın kıyafetlerine…
KİYAFET VİTRİNDİR; MİLLİ VE KÜLTÜREL ÇAĞRIŞIMI OLMALIDIR
Dün akşam açılışta izledik; boks ve okçulukta bir önceki olimpiyatta şampiyon olmuş olimpik gururlarımız Busenaz Sürmeli ile Mete Gazoz’un ay yıldızlı bayrağımızı taşıdığı PARİS 2024 Olimpiyatlarının açılış seremonisine sporcu kafilemiz, kamuoyumuzda “pijama” benzeri olarak tanımlanan kıyafetle katıldı!
Sabah, Prof. Dr. Şaban Şimşek hoca olimpiyat kafilemizin fotoğrafını paylaşıp altına da yazmış;
“Tam da Gazze’de soykırım yapılırken Hitlerin toplama kamplarında Yahudilere giydirdiği kıyafetlerle!
Bizimle, kültürümüzle hiç bir ilgisi yok!
Düpedüz ALÇAKLIK bu!”
Sayın Şimşek’in bu paylaşımını okuduktan sonra acaba biz mi farklı düşünüyoruz diye düşünmedim değil; koca VAKKO tasarlamış üstelik!
Ama işinin ehli Vakko’nun bunda ne kusuru var; müşteri siparişini, talebini aktarır, üreticide ona uygun siparişi hazırlar, teslim eder. Yetkili makamlarda uygunluğunu kontrol eder.
Yazmadan önce mesaj gruplarımda arkadaşlarıma sordum, sosyal medyaya göz gezdirdim, çoğunluk pijamaya benzetti!, zevksizliğin dik alası olarak yorumladı!
Gruplarımdan birinde Yunan bir arkadaş, “Yunanistan sporcuları mi?” diye sordu. Bir başkası da “Ben Arjantin’e benzettim” dedi! Gazeteci İsmail Er’de Türkiye'nin Olimpiyat kıyafetlerini hayali çizgi roman karakteri olan 'Asteriks'e benzetmiş!
Olimpiyat gibi tüm ulusların önünde cereyan eden organizasyonlarda ulusları temsil edenlerin kıyafetleri bir vitrindir. Temsil ettikleri ülkenin aynasıdır; milli ve Kültürel bir çağrışımı olmalıdır. Elbette sporcularımız ülkenin yöresel - geleneksel kıyafetlerini giysin diye bir düşüncem yok ama giyilen kıyafetin, aksesuarın kısacası tasarımın bir çağrışımı, hikayesi olmalıdır. En basitinden pijamaya, komşumuz Yunanistan’ın kültürüne çağrışım yaptırmamalı. Ülkenin renklerine, mozaiğine, sanatsal, kültürel çizgilerine uyumu olmalı!
Organizasyonlarda ayırt edilmek önemli bir unsur ve PARİS2024’de bunu en güzel başaranında yabancı basından gözlemlediği kadarıyla Moğolistan oldu. Geleneksel motiflerini günümüze uyarladıkları kıyafetleriyle çıktıkları açılış seremonisinde beğeni aldılar. Bizde de eskilerde kıyafetler Olgunlaşma Enstitüleri tarafından geleneksel Türk motifleri stilize edilerek yapılırdı. Modernlik adına motiflerimizin yer aldığı kıyafetleri artık tercih etmiyor olsak da bu pijamalardan çok daha iyilerini tasarlayacak kalitede insanlarımızın var olduğu da bir gerçek.
Galiba sorun estetik, sanat, edebiyat ve dünya görüşü olmayan birilerinin bu konuda da sipariş veren konumda olması.
Yoksa Vakko veya bir başkası ne yapsın!
Recep Ali Aksoylu / 27 Temmuz 2024 Trilye