ABD Adalet Bakanlığı, Google'ın piyasa üzerindeki hakimiyetine dair önemli düzenlemeler getirmeyi planlıyor. Mahkemeye sunulan öneriler, Google'ın Chrome tarayıcısını yalnızca belirlenen alıcılara satabilmesini öngörüyor. Bu satışların koşulları ise mahkeme ve davacıların ortak kararıyla belirlenecek. Alınan bu karar, Google'ın rekabeti tehdit eden uygulamaları nedeniyle atılan bir adım olarak öne çıkıyor.
Rekabeti Korumak İçin Atılan Adımlar
ABD Adalet Bakanlığı, Google'ın arama motoru üzerindeki baskısını azaltmak için bazı önemli önlemleri uygulamaya koymayı düşünüyor. Bu bağlamda Google’ın iş ortaklarına yönelik yaptığı finansal desteklerin yasaklanmasını talep ediyor. Bu tür ödemeler, yenilikçi girişimlerin ve rakiplerin pazardaki varlıklarını sürdürebilmelerini güçleştiriyor. Öneriler arasında, Google’ın yeni bir iş ortaklığı gerçekleştirmeden önce hükümete bildirimde bulunmasının zorunlu hale getirilmesi de bulunuyor. Bu düzenleme, Google’ın rekabete zarar verebilecek hamlelerini daha ilk aşamalarda hükümetin denetimi altına almayı amaçlıyor. Bu gibi önlemler, küçük teknoloji firmalarının sektörde varlıklarını sürdürebilmeleri adına kritik bir öneme sahip. Büyük teknoloji şirketlerinin rekabetteki etkinliğini azaltmak ve adil bir pazar ortamı oluşturmak amacıyla bu tür tedbirler alınması son derece önemlidir.
Yapay Zeka Yatırımlarına Getirilen Kısıtlamalar
Adalet Bakanlığı'nın sunduğu öneriler arasında, Google'ın yapay zeka alanındaki yatırımlarına yönelik belirleyici bir yaklaşım da yer alıyor. Bakanlık, Google'a bu alandaki projelerini satma zorunluluğu koymaktan vazgeçmiş olsa da, teknoloji devinin gelecekteki yapay zeka girişimlerini hükümete önceden bildirme yükümlülüğünü getiriyor. Bu durum, Google'ın inovasyon süreçlerine bir denetim mekanizması kazandırmayı hedefliyor. Google’ın geliştirdiği yapay zeka teknolojileri, sektördeki en yenilikçi ve etkili çözümleri sunma potansiyeli taşımaktadır. Ancak bu projelerin hükümetle ortaklaşa yürütülmesi gereken bir sorumluluk içermesi, piyasa dengesinin korunması açısından oldukça kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Böylece, hem rakip firmalar hem de tüketiciler için daha sağlıklı bir pazar ortamının oluşturulması amaçlanıyor.
Google, Adalet Bakanlığı'nın Yeni Kararına Karşı Çıktı Google sözcüsü Peter Schottenfels, Adalet Bakanlığı'nın aldığı yeni kararları eleştirerek açıklamalarda bulundu. Schottenfels, "Adalet Bakanlığı'nın önerileri, daha önce alınan mahkeme kararının sınırlarını aşan bir çerçeveye geldi" ifadelerini kullanarak, bu durumun Amerika'daki tüketici hakları, ekonomik yapı ve ulusal güvenlik üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguladı. Gelişmeler, teknoloji devinin geleceğini sorunsallaştıran önemli belirsizliklere yol açmakta.
Sonuçların Belirsizliği
Federal yargıç Amit Mehta tarafından verilecek nihai kararın, Nisan ayında açıklanacağı öğrenildi. Bu karar, yalnızca Google'ın geleceği için değil, genel olarak teknoloji sektörü açısından da son derece önemli bir gelişme olacak. Mahkeme, mevcut itirazlar ve sunulan deliller ışığında, sektörün yönü üzerinde belirleyici bir rol oynayacak. Bu nedenle, kararın çıkmasının ardından teknoloji pazarında yankı bulacak birçok olası sonuç gündeme gelebilir.
Antitröst Davasının Tarihçesi
ABD Adalet Bakanlığı, 2020 yılında Google'a karşı bir antitröst davası açmıştı. Bu davada, Google’ın arama ve arama reklamcılığı alanında monopol oluşturduğu suçlaması yer alıyordu. Bakanlık, Google’ın sektördeki otoritesini artırmak için haksız rekabet stratejileri benimsediğini savunarak, bu durumun rakiplere baskı yapmayı ve rekabet ortamını zayıflatmayı amaçladığını öne sürdü. Geçmişte yaşanan bu olaylar, bugünkü hukuk mücadelesinin temellerini atmakta ve Google'ın maruz kaldığı baskıyı önemli ölçüde artırmaktadır.