Çayımızın , sektörün içinde bulunduğu durumla ilgili onlarca yazı yazdım. Bunların üzerine ekleyebileceğim fazla bir şey yok.
Geldiğimiz noktada görüyorum ki hala çayımızın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda kimse hiçbir endişe taşımıyor, fiyatın ne olacağıyla ilgili oyalanıp duruyoruz. Bu halimiz bana tıpkı komşumuz Gürcistan’da yaşananları hatırlatıyor. Dünya çaycılığında belirgin bir yeri olan Gürcistan’da çayın maliyeti gelirini geçince önce çok fakirler çay hasadı işine bir süre daha devam etti, sonrasında onlar da bu işten vazgeçti. Çaylar tarlalarda kaldı, toprağın yanı sıra çaylıklar da bakımsız kaldı, ağaca dönüştü. Sonrasında ise çaylıklar sökülmeye başlandı, yerlerine başka şeyler dikildi veya boş araziye, inşaat alanına dönüştü..
Artık, günümüzde Gürcistan çay ithal eden bir ülke..
Bölgemiz çaycılığı da adım adım Gürcistan çaycılığına dönüşüyor. Çaylıklarımızda bakım yok, eski çaylıklar yenilenmiyor, çaylık alanlarımızın rekoltesi, verimi, kalitesi git gide düşüyor. Çay hasadı tarla sahipleri bir yana artık yarıcı dediklerimizin de ilgisini çekmiyor. Üçte, bire dahi çaylık yapan bulunamıyor. Gübre ve işçilik maliyeti tavan yapmış durumda ve çayını kendileri toplamayanların elde ettikleri gelir, giderlerini zor karşılıyor.
Çayımızın geleceğini kurtarmak için fiyattan daha önemli olan varolan bu sorunları çözmek.. Yaş çaya verilecek fiyatın üç-beş lira daha fazla olması sadece gelecekte yaşanacakları biraz daha ertelemeye yarar.
İşin acı tarafı, bu konuları kimse dile getirmiyor. Bir zamanlar çok konuşulan ve Meclis Gündemine getirildiği belirtilen Çay Kanunu da anlaşılan rafa kalkmış durumda..
Varın sizler, bizler sadece fiyatın ne olacağını konuşup duralım!