9796,41%0,39
34,10% 0,06
38,01% 0,29
2818,61% 0,10
4582,79% 0,12
Tüp bebek yolculuğunuzda tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları ve düşükler varsa, bu süreci olumsuz etkileyen faktörleri öğrenerek bilgi sahibi ne dersiniz?
Anne ya da baba olabilmek için tüp bebek tedavisine başvurduysanız, bu sürecin hiç de kolay olmadığını bilmeniz gerekir. Birçok ilaç ve birçok anlamadığınız terim sizi zaman zaman bunaltsa da, iyi bir amaç için bu yönteme başvurduğunuzu unutmayın.
Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı, yalnızca yardımcı üreme teknolojileri tedavisi gören hastalarla ilgilidir. Üç veya daha fazla tüp bebek; embriyo transfer başarısızlığı olarak tanımlanır. Tekrarlayan gebelik kaybı, üç veya daha fazla gebelik kaybı olarak tanımlanır. Tüp bebek tedavisinin sizin için neden çalışmayabileceğiyle ilgili çeşitli faktörler;
Anne yaşı, embriyoların kalitesinden sorumlu önemli bir faktördür. Ayrıca, ilerleyen yaşla birlikte anöploidi (anormal sayıda kromozom) riski artar, bu da tüp bebek tedavilerinde tercih edilen bir durum değildir.
Vücut kütle endeksinin (BMI) en fazla 25 olması, doğurganluğı etkileyen faktörlerdendir. Tüp bebek uygulanan hastalar daha fazla gonadotropin dozu gerektirir, ancak normal bir VKİ hastasına kıyasla genellikle daha az sayıda yumurta alınır. Ayrıca yumurtaların kalitesi ve nihayetinde embriyo kalitesi de etkilenir.
Spermlerin yüksek DNA fragmantasyonu, implante edilemeyecek veya erken gebelikte iptal edilebilecek düşük kaliteli embriyolarla ilişkilidir.
Sigara düşük yapma riskini artırır. Ayrıca, sigara içmenin vücuttaki östrojen seviyesini azalttığı ve tüp bebekte başarısızlığa yol açan progesteron salgılayan korpus luteumu da etkileyebileceği birkaç çalışmada bulunmuştur.
Endometriozis, endometriumun rahim boşluğunun dışında büyüdüğü ve implantasyonu engelleyen ve tekrarlayan implantasyon başarısızlığı neden olan bazı immünolojik faktörleri salgıladığı bir durumdur.
Fibroidler hem tekrarlayan implantasyon başarısızlığına hem de tekrarlayan gebelik kaybına neden olabilir. Fibroidler, rahim kasından kanserli olmayan büyümedir. Boşluk içinde (submukozal), kasta (intramural) veya uterusun dış kısmında (subserozal) bulunabilirler. Bebeğin implantasyonunu ve büyümesini engelleyebileceklerinden, boyutlarına bakılmaksızın submukozal fibroidlerin çıkarılması gerekir.
Boyut, sayı ve diğer faktörlere bağlı olarak, intramural miyomlar çıkarılması gerektirebilir veya gerekmeyebilir. Subserozal miyomların implantasyon veya gebelik üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamıştır.
Polipler ayrıca rahmin astarından çıkan ve submukozal fibroid gibi implantasyonu engelleyebilen kanserli olmayan büyümedir. Gebe kalmadan önce, tekrarlayan düşüklerde tekrarlayan implantasyon başarısızlığı döngüsünden önce çıkarılması gerekir.
Rahim kası içinde adet kanamasının meydana geldiği bir durumdur. Adenomyozis, hem tekrarlayan implantasyon başarısızlığına hem de tekrarlayan gebelik kaybı ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. Rahim ortamını embriyo için düşmanca hale getirmek için değiştirmekle ilişkilidir. Ayrıca, adenomyoziste artan uterus kasılmaları vardır ve bu da düşük riskini artırır. Hatta 2. ve 3. trimesterlerde olumsuz gebelik sonuçları ile ilişkilidir.
Hem tekrarlayan implantasyon başarısızlığına hem de tekrarlayan gebelik kaybı ile ilişkili unicornuat, bicornuat, septat uterus vb. gibi çeşitli uterus anormallikleri vardır. Bu anormalliklerin gebelik öncesinde mutlaka tedavisi gerekmektedir.
Hipotiroidizm infertilite ve tekrarlayan gebelik kaybı ile ilişkilidir. Tiroid seviyelerinde küçük bir düzeltme bile daha iyi gebelik sonuçlarıyla ilişkilidir.
Düşük tiroid hormonu seviyeleri, yumurtalığınızdan (yumurtlama) bir yumurtanın salınmasını engelleyebilir ve bu da doğurganlığı bozar.
APS, damarların ve kılcal damarların içinde küçük trombüsün oluştuğu bir durumdur. Bu, tekrarlayan düşüklere yol açar ve tekrarlayan implantasyon başarısızlığı ile ilişkili olabilir. Bir hastada APS olup olmadığını görmek için kan testleri yapılabilir. Bu komplikasyonları önlemek için önlemler alınabilir.
Bu faktörlerin dışında enfeksiyon, ince endometrium, kronik hastalıklar, immünolojik faktörler, moleküler faktörler vb. bu durumlardan sorumlu olabilecek başka faktörler de vardır
