10010,45%0,39
35,37% 0,10
36,57% -0,05
3015,68% 0,16
4887,29% 0,00
Suat Kılıç’tan Tülay Hatimoğulları’na ‘Gazze’ tepkisi
Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- YENİDEN Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “DEM Parti eş genel başkanının yapmış olduğu açıklama son derece talihsiz bir açıklama ve apaçık bir tehdittir. Türkiye Cumhuriyeti ve devletine yapılmış bir şantajdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tehdit ve şantaj karşısında herhangi bir duruştan geri adım atacak değildir. Bu apaçık bir bölücülüktür. Bu terörün değirmenine su taşımaktır. Ve bu Türkiye'de insanları birbirine karşı kışkırtmak, düşmanlaştırmaktır. Yaptığı şey sürçülisan ise, özür dilesin, beyanatını geri alsın. Değilse de elbette ki, gereği ilgili tüm makamlar tarafından yapılacaktır” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Terörist Abdullah Öcalan'ın ne dediğini merak etmiyoruz. Terörist Öcalan'la ilgili devletin kanaati değişmiş midir? Değişmemiş midir? Belli ki değişmiş. Öyleyse ne yönde değişmiştir? Bunu merak ediyoruz. Mardin Belediye Başkanlığı'ndan terörle iltisaklı diye indirip sonrasında barış elçisi yaptıkları Ahmet Türk gibi. İdam hükümlüsü terörist Abdullah Öcalan'ı da barış elçisi mi ilan edecekler, niyetleri başka bir şey midir? Yoksa bu mudur? Nedir, ne değildir? Bunu kamuoyu adına öğrenmek istiyoruz. 40 yılda 40 bin şehit verdiğimiz terörle mücadeleye devletin eliyle değil de Öcalan'ın eliyle mi son bulacak? Buna inanmak mümkün mü? Bu yöndeki çağrıları gerçekçi bulmak mümkün mü? Bitti bitiyor dediğiniz PKK için değer mi? Sarı torbalara doldurup doldurup gömdük dediğiniz günlere ne oldu? Diyelim ki, PKK bitti. PKK bittiğinde PYD, YPG terörü de bitecek mi? Yoksa ABD'nin eğitip donattığı 130 bin kişilik terör ordusu Suriye'nin resmi ve milli ordusuna mı dönüşecek? Yarınları okuyamıyorsunuz belli, önünüzü de mi göremiyorsunuz. Bütün bunlarla ilgili sivil siyasi zeminde sürdürülen diyalogları elbette önemli ve değerli buluyoruz. Ne diyecekleri ne düşündükleri elbette önemlidir. Ancak asıl önemli olan devlet ve hükümet bu işin neresindedir? Devlet ve hükümet son sözü söylediğinde ne söyleyecektir? Henüz nerede durduklarını açıklamış değiller. Türkiye'nin bir numaralı gündemi kabine toplantısında hiç mi gündeme gelmedi? Geldiyse nasıl geldi, ne konuşuldu? Bunlar ciddi merak konusudur. Devletsiz bir süreç olmayacağına göre devlet bu sürecin neresindedir? Yeniden Refah Partisi olarak tavrımızı, çizgimizi, pozisyonumuzu belirleyeceğimiz anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nerede durduğuna elbette ki öncelikli olarak bakmamız icap edecektir. Bir milli görüş partisi olarak yerli ve milli siyasetin gereği olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin durduğu yeri tam ve net olarak görmeden Yeniden Refah Partisi'nin durduğu yeri netleştirmemiz söz konusu olmayacaktır” diye konuştu.
Kılıç, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın Diyarbakır’daki konuşmasında ‘Ya barışı inşa edeceğiz ya da her yer Gazze olacak’ sözleri ile ilgili şunları söyledi:
“DEM Parti eş genel başkanının yapmış olduğu açıklama son derece talihsiz bir açıklama ve apaçık bir tehdittir. Türkiye Cumhuriyeti ve devletine yapılmış bir şantajdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tehdit ve şantaj karşısında herhangi bir duruştan geri adım atacak değildir. Tam aksine DEM Parti'nin İmralı'ya giden heyeti partileri ziyaret edip birtakım görüşmeler yaparken ve İmralı'nın mesajını partilerle paylaşırken yapılmış olan bu açıklama yine tırnak içindeki o süreci sabote etmektir. Sürecin ne olduğunu bilmiyoruz ama bu yapılan açıklamanın sürece yönelik bir sabotaj olduğunu çok rahat görebiliyoruz. Türkiye'nin Gazze'ye dönmesi demek bir kalkışma içeriği taşıyor bir yandan, bir yandan da Türkiye'yi soykırımcı yüzyılın hitleri olan Netanyahu'yla özdeşleştirme hedefini taşıyor. Bu apaçık bir bölücülüktür. Bu terörün değirmenine su taşımaktır. Ve bu Türkiye'de insanları birbirine karşı kışkırtmak, düşmanlaştırmaktır. Yaptığı şey sürçülisan ise, özür dilesin, beyanatını geri alsın. Değilse de elbette ki, gereği ilgili tüm makamlar tarafından yapılacaktır. Türkiye'yi Gazze'ye dönüştürmek tehdidi karşısında Türkiye'nin sabır ve tahammül göstermesini hiç kimse bekleyemez. Biz kendilerinin sivil, siyasi zeminde akıllı, serinkanlı, sağduyulu, aklı başında siyaset yapmalarını beklerken inadına inadına buldukları her kürsü ve mikrofondan toplumu germeye kalkışmaları, devlete tehditler yağdırmaları kabul edilebilir bir durum değil."
Kılıç, “Sendikalarımız sarı sendika olmamalıdır. Sendikalarımız işçi ve memur taleplerini hükümete açık yüreklilikle gerekirse açık hava toplantıları ve mitinglerle yansıtacak, aktaracak bir reaksiyon ortaya koymalıdır. Bugün ne en düşük emekli maaşıyla geçinebilmek mümkündür ne asgari ücret rakamıyla geçinebilmek mümkündür. Milyonlarca insan bu sendikalara üye olup aidat ödediklerine göre sendikaların da yapması gereken o milyonlarca insanın hakkını ve hukukunu korumaktır, kollamaktır, gözetmektir. Yapılacak olan hükümete yönelik uyarı, eylemleri ve mitinglerine Yeniden Refah Partisi olarak da peşinen destek verdiğimizi bu vesileyle sizlere ifade ediyorum” dedi.