9796,41%0,39
34,10% 0,06
38,01% 0,29
2818,61% 0,10
4582,79% 0,12
Kadın vücudu için oldukça önemli bir yere sahip olan progesteron düşüklüğünde ortaya çıkabilecek semptomları ve çözüm yollarını sizler için araştırdık…
Menstrüel döngünüz düzensiz mi? Daha sık baş ağrısıyla mı uyanıyorsunuz? Ayrıca her zamankinden daha sık huysuz, kızgın veya belki üzgün hissediyor musunuz? Eğer öyleyse, progesteron seviyeniz bu sorunların arkasındaki suçlu olabilir.
Progesteron bir kadın cinsiyet hormonudur. Her ay yumurtlamayı takiben esas olarak yumurtalıklarda üretilir. Adet döngüsünün ve hamileliğin korunmasının çok önemli bir parçasıdır. Ancak progesteron sadece bir kadın cinsiyet hormonu değildir, çok daha fazlasıdır. Sağlığınız için hayati önem taşır ve menopoz yolculuğunuzda oyunun kurallarını değiştirir.
Hamileliği mümkün kılmak dışında, progesteronun vücudumuzda önemli bir şey olup olmadığını merak edebilirsiniz. Progesteron hormonu, vücudumuzda birçok metabolik faaliyet için gerekli ve önemli bir yere sahiptir.
- Adet döngüsünü düzenli aylık periyotlar için sürdürmek,
- Enfeksiyonlarla daha iyi savaşmak için üreme organlarını sağlıklı tutmak,
- Enerji üretmek ve kilo alımını önlemek için metabolizmayı hızlandırmak,
- Kemikleri güçlendirmek ve osteoporozu önlemek.
- Diyabet riskini azaltmak için kan şekeri seviyelerinin düzenlenmek,
- Vücudu yakınlığa hazırlamak için libidoyu artırmak,
- Daha iyi bir ruh hali için mutlu hormonlarını salınımını uyarmak.
Artık bunun kadın sağlığı ve esenliği için çok önemli bir hormon olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, uyanık olmak ve progesteron seviyelerinizin yerinde olmadığını gösteren bazı işaretlere dikkat etmek önemlidir. Adet sırasında normal dengeyi korumak için progesteron gereklidir. Adet döngüsünün ikinci yarısında salgılanır. Düşük seviyeler adetleri ve gebe kalma kapasitesini etkileyebilir.
Bu düşük progesteron belirtilerine dikkat edin:
- Anormal rahim kanaması,
- Düzensiz veya kaçırılmış dönemler,
- Hamilelikte lekelenme ve karın ağrısı,
- Tekrarlayan erken düşük,
- Ruh hali değişiklikleri,
- Uyku bozukluğu,
- Kaygı ve depresyon,
- Baş ağrısı veya migren.
Östrojen ve progesteron doğurganlığı ve adet döngüsünü düzenlemek için birlikte çalıştığından, düşük progesteron seviyeleri östrojen seviyelerinin yükselmesine neden olabilir. Yüksek östrojenli birinin safra taşı, kilo alımı, yorgunluk ve cinsel dürtü ile ilgili sorunlar yaşaması muhtemeldir.
İdeal bir vücut ağırlığını korumak, östrojeninizi kontrol altında tutacak ve adet sorunlarını tetikleyen östrojen-progesteron dengesizliğine yardımcı olacaktır. Özellikle aşırı kiloya sahip olmak hormon dengesilerine neden olabilir.
Vücudun işlevlerini sürdürebilmesi için temel miktarda yağ dokusuna ihtiyacı vardır. Çok fazla kilo kaybı tekrar kortizol seviyelerinde bir artışı tetikleyebilir (vücuttaki stresle savaşmayı kolaylaştırmak için) bu da düşük progesterona yol açar.
Kronik stres, progesteron seviyenizi düşürebilecek hormonlarınızı bozar. Seviyesini korumak ve stresinizi uzak tutmak için günlük rutininizde meditasyonu benimseyin. Her gün en az 30 dakikalık yürüyüşler yapmayı alışkanlık haline getirin.
Progesteron üretimi için gerekli olan bazı vitamin ve mineraller vardır.
Sağlıklı yağ: Progesteron üretimine yardımcı olan iyi bir kolesterol dengesini korumak için balık, Hindistan cevizi yağı gibi sağlıklı yağ içeren gıdalar tüketin.
Çinko: Çinkonun yumurtlamaya yardımcı olan hipofiz fonksiyonlarını uyardığı bilinmektedir. Yağsız et gibi çinko yönünden zengin besinler tüketilebilir. Ayrıca ıspanak, fındık, tahıl gevrekleri gibi magnezyum açısından zengin besinler de aynı şekilde yardımcı olur.
Vitaminler: C vitamini ve E vitamini takviyeleri de belirli durumlarda faydalıdır. Meyveler, kuru yemişler, taze yeşil yapraklı sebzelerden zengin beslenme önerilir.
Bu yiyeceklerden kaçının: Soya proteinlerinden, çok fazla baklagillerden, karayılan otu, meyankökü gibi östrojen açısından zengin bitkisel takviyelerden kaçının. Bu, hassas kadınlarda dengesizliği tetikleyebilir.
Lif alımını iyileştirin: Progesteron seviyenizi yolunda tutmak için yeterli lif alımına odaklanın.
Kan şekeri düzensizliği, yumurtalık folikülü gelişimini ve progesteron üretimini bozarak hormonal kaos yaratır. Kan şekeri seviyenizi sabit tutmak ve hücrelerinizin insüline duyarlı olması, hormonal dengeyi korumanın önemli bir parçasıdır.
