ANKARA, (DHA)- GÖZ Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu, alerjik konjonktivitin gözlerin dış etkenlere karşı geliştirdiği bir bağışıklık tepkisi olduğunu belirterek, “Halk arasında göz alerjisi olarak bilinen alerjik konjonktivit, gözlerde kaşıntı, kızarıklık, yanma ve sulanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu tür göz alerjileri kronikleştiğinde, göz yüzeyinde kalıcı hasarlara yol açabilir. Tedavi edilmeyen alerjik konjonktivit, gözde hassasiyeti artırarak günlük yaşam kalitesini de ciddi şekilde düşürebilir” dedi.
Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu, kış aylarında göz sağlığını korumak için alınması gereken önlemleri sıralayarak önemli uyarılarda bulundu. Özellikle ev ve iş yerlerinde kullanılan ısıtma sistemlerinin havayı kurutması ve iç mekandaki toz akarları, küf mantarları ve evcil hayvan tüyleri gibi alerjenlerin yoğunluğunu artırmasının önemli bir risk oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mumcuoğlu, “Kış aylarında camlar daha az açıldığı için iç ortam havası sürekli aynı partikülleri barındırıyor. Bu durum, alerjik bünyeye sahip kişilerde göz alerjilerini tetikleyebiliyor. Aynı zamanda, toplu taşıma, alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve kapalı alanlarda uzun süre vakit geçirmek de alerjenlere maruz kalma süresini artırarak şikayetleri şiddetlendirebiliyor” diye konuştu.
Soğuk havanın göz yüzeyindeki gözyaşı film tabakasını olumsuz etkileyerek gözlerde kuruluk hissi yaratabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mumcuoğlu, “Soğuk ve rüzgârlı havalarda gözlerde tahriş artıyor. Bunun üzerine bir de şehirlerde hava kirliliğinin yükselmesi eklendiğinde, özellikle egzoz dumanı ve sanayi atıklarının havada asılı kalması alerjik reaksiyonları daha da şiddetlendiriyor. Çoğu kişi sadece bahar aylarında polenlerle tetiklenen alerjik konjonktivit yaşadığını düşünse de kış aylarında da hava kirliliğine bağlı olarak göz alerjilerinde artış görüyoruz” dedi.
GÖZLERİ KORUMANIN YOLLARI
Prof. Dr. Mumcuoğlu, alerjik konjonktivitten korunmak için alınması gereken önlemler ile ilgili, şu tavsiyelerde bulundu:
“Evde ve iş yerinde temiz hava akışını sağlamak için gün içinde en az birkaç kez camları açarak ortamı havalandırın. Gözleri tahriş eden kuru havadan kaçının. Ortamın nem seviyesini korumak için nemlendirici cihazlar kullanılabilir. Ayrıca, kalorifer veya klimaların doğrudan yüzünüze üflememesine dikkat edin. El ve göz hijyenine dikkat edin. Gözleri ovuşturmak, alerjenlerin doğrudan göze taşınmasına neden olabilir. Eller sık sık yıkanmalı ve gözleri ovuşturmaktan kaçınılmalıdır. Lens kullanımına dikkat edin: Kontakt lensler, alerjik reaksiyonları artırabileceğinden bu dönemde gözlük kullanımı daha sağlıklı olabilir. Lens kullanan kişiler, lenslerini sık sık temizlemeli ve göz doktorlarının önerilerine uymalıdır. Dışarıda göz koruyucu aksesuarlar kullanın. Özellikle rüzgârlı günlerde dışarı çıkarken güneş gözlüğü takarak gözleri korumak, alerjenlere maruz kalmayı azaltabilir. Göz doktoruna danışın. Uzun süredir geçmeyen ya da şiddetlenen göz alerjisi şikayetlerinde mutlaka bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Göz damlaları, antihistaminikler veya koruyucu gözyaşı damlaları gibi tedavi seçenekleri için doktor önerisi alınmalıdır.”
‘TEDAVİ GECİKTİRİLMEMELİ’
Alerjik konjonktivitin tedavisinde hastanın semptomlarını hafifletmeye yönelik ilaçların yanı sıra alerjenlerden korunma önlemlerinin büyük önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Mumcuoğlu, “Bu tür göz alerjileri kronikleştiğinde, göz yüzeyinde kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle gözlerde uzun süredir devam eden kaşıntı, yanma ve sulanma gibi belirtileri hafife almamak gerekir. Tedavi edilmeyen alerjik konjonktivit, gözde hassasiyeti artırarak günlük yaşam kalitesini de ciddi şekilde düşürebilir” dedi. (DHA)
