Tarih: 19.03.2025 12:35

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu'ndan ekonomide ilk çeyrek değerlendirmesi

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL, (DHA) - TÜRKİYE ekonomisinde 2025 yılının ilk çeyreğini değerlendiren Altınbaş Üniversitesi'nden ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, "2025 ilk çeyrek verileri ekonomide ne sıcak ne de soğuk; ama ılık belirtiler sunuyor" dedi.

Prof. Dr. Kozanoğlu, "2024 için Orta Vadeli Program'da yüzde 4 öngörülen büyüme yüzde 3.2'dir. Yüzde 33 olarak tahmin edilen enflasyon da yüzde 44.4 ile beklentilerin uzağında kaldı. Bu eğilimi işgücü verilerinden de gözlemlemek olanaklı; manşet işsizlik en son yüzde 8.4 oranında Türkiye ölçülerinde ılımlı bir oranda açıklanırken, atıl işgücü oranı yüzde 28.1 düzeyine ulaştı. Bu veri iş bulmaktan umudunu kesmiş, ama bir iş bulursam çalışırım diyenler yanında tam zamanlı çalışmak istediği halde ancak kısmi zamanlı, geçici işlerde istihdam edilenleri de içeriyor. Bu durumdaki insanların, aç kalmasa da düşük bir yaşam standardında geçim mücadelesi verdikleri açık" diye konuştu.

Prof. Dr. Kozanoğlu, “Politika faizinin yüzde 50'den yüzde 42.5'e düşmesine karşın oran hala yatırım ve tüketim eğilimlerini kesecek kadar yüksek. Üstelik en son verilerle ticari kredi faizleri yüzde 50, ihtiyaç kredisi faizleri yüzde 64 dolaylarında iken. Çünkü bireylerin ve firmaların enflasyon beklentileri yüzde 24'e revize edilen Merkez Bankası 2025 yıl sonu enflasyon tahmininden çok yukarılarda. En son reel sektör 2025 için yüzde 41.9, hanehalkı yüzde 59.2 yıl sonu enflasyonu beklemekteydi. Böyle olunca bireyler ellerindeki parayı tüketime seferber etmekten, kenarda paraları yoksa borçlanarak harcamaktan geri durmuyorlar. Yüzde 50 civarı faizler, firmaları da çalışma sermayesi gereksinimleri veya yatırımlar için borçlanmaktan caydırmıyor" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Kozanoğlu, "2025 ilk çeyrek verileri ekonomide ne sıcak ne de soğuk; ama ılık belirtiler sunuyor. 2024'ün son çeyreğinde bir kıpırdanma gösteren sanayi üretimi 2025 Ocak'ta bir önceki aya göre yüzde 2.3 azaldı. Cari açık, aynı ayda yüzde 3.8'e, 12 aylık açık 11.5 milyar dolara yükselirken, 2024'ten biraz daha yüksek ama, yavaş büyüme temposu nedeniyle TCMB rezervlerini fazla zorlamayacak bir eğilim içinde. Dış ticarette en dikkat çeken verilerden biri, tüketim malları ithalatının hız kesmemesi. Bu, zengin kesimlerin düşük reel kur ortamında tüketim iştahlarının devamıyla ilgili. Zaten makro uygulamalar toplumun farklı kesimlerinde ayrı sonuçlar veriyor. Yüksek faizler TCMB'nin bir araştırmasına göre de yüksek gelir grubunun tasarruflarını artırarak TL mevduatlara yöneldiği gözlemlenirken tasarruf etme şansları bulunmayan dar gelirlilerin harcamaları yüksek faizden etkilenmiyor" dedi.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, "Son dönemlerde toplumda en fazla konuşulan verilerden biri kişi başına gelirin 15 bin 463 dolara yükseldiğidir. Haliyle yurttaşların ağırlıklı bölümünden, 'Hayatımda 15 bin 463 doları bir arada görmedim nasıl oldu bu?' kuşkusu dile getirildi. Milli gelire göçmen işçilerin emeğinin katılmaması, enflasyonun resmi rakamlardan yüksek olması bu sonucu bir ölçüde etkilemiş olabilir. Ama asıl neden, TL'nin yabancı paralar karşısında sınırlı değer yitirmesi, çoğunlukla enflasyonun altında kalan gelirin döviz karşılığının aksine yükselmesidir" diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —