9977,94%1,13
35,59% 0,29
36,72% 0,69
3098,01% 0,54
4945,12% 0,00
'Orman ve akarsu kenarlarındaki çalılıkların popülasyonundaki azalma müsilajı artırıyor'
Nazif Cemhan ŞEN/ÇANAKKALE, (DHA)- ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli faktörlerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi. Bu nedenle buralardaki bitki örtüsünün korunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özdilek, aksi takdirde, akarsuların taşıdığı kirliğe neden olan tüm organik maddelerin süzülmeden, temizlenmeden denize ulaşacağını kaydetti.
Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde 2020 yılında ortaya çıkan ve çevre felaketine neden olan müsilaj, bu yıl da görülmeye başlandı. Geçen günlerde boğazın bazı noktalarında az miktarda görülen müsilaj, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıkması ile etkisini artırdı. ÇOMÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, müsilaj oluşumunu artıran en önemli sebeplerden birinin orman ve akarsu kenarları ile deltalardaki çalılıkların popülasyonundaki azalma olduğunu söyledi.
'SAZLIKLAR, KAMIŞLAR, AĞAÇLAR AKARSUYUN TAŞIDIĞI MADDELERİ SÜZÜYOR'
Müsilajın Marmara Denizi'nde büyük bir sorun olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özdilek, bu konuda gerek TÜBİTAK olsun gerekse ilgili kamu kurumları, bakanlıklar ve bilim insanlarının kapsamlı pek çok çalışma yürüttüğünü söyledi. Bu çalışmalar neticesinde müsilaja sebep olan birtakım faktörün belirlendiğini vurgulayan Özdilek, bunlardan en önemlilerinden birinin Marmara Denizi'ne dökülen organik kirleticiler olduğuna dikkat çeki. Bu maddelerin Marmara Denizi'ne nereden geldiğini düşünmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özdilek, "Marmara Denizi'nin etrafında akarsular var. Bu akarsuların etrafında ise yerleşim yerleri, tarım, orman alanları yer alıyor. Bu akarsular özellikle kışın, fazla yağışlı dönemlerde bütün bu karasal alandan, ormanlardan, tarım alanlarından, yerleşim yerlerinden gelen hem kanalizasyon atıklarını hem tarımsal atıkları yıkayıp Marmara Denizi'ne getiriyor. Bunu getirirken akarsu kenarındaki bitki örtüsü akarsuya gelen maddeleri bir miktar tutuyor. Yani akarsuların kenarında sazlıklar, kamışlar, ağaçlar varsa karadan gelen bu malzemeleri akarsuyun içerisine taşırken süzülüyor. Böylece akarsu süzülmüş temiz suyu Marmara Denizi'ne döküyor" dedi.
'BİTKİ ÖRTÜSÜNÜ TAHRİP EDERSEK ORGANİK MADDELER SÜZÜLMEDEN MARMARA'YA BOCA OLUR'
Prof. Dr. Özdilek, "Bunun haricinde özellikle akarsu havzalarının bulunduğu alanlardaki ormanlarda yer alan sadece ağaçların değil dibindeki çalılar, otlar ve tüm bu bitki örtüsü organik maddeleri kökleriyle tutar. Bu maddelerin tamamının akarsuya geçmesine engel olur. Böylece daha temizlenmiş su Marmara'ya dökülür. Daha aşağılara geldiğimiz zaman tarım alanlarının kenarındaki ve şehirlerden atılan kanalizasyon atıkları da bu akarsuların kenarında bulunan bitki örtüsü tarafından tutulur, süzülür ondan sonra akarsuya verilir. En son nehir ağzına geldiğimiz zaman burada nehir yavaşlar, sığlaşır ve bu bölgede 'delta' dediğimiz alanda bitki örtüsü buraya gelen tüm birçok organik maddeyi kökleriyle tutarak süzer, temizledikten sonra Marmara Denizi'ne döker. Eğer biz ormanlarımızı kesersek, onları köklerinden çıkartırsak, bu alanları tahrip edersek, akarsu kenarındaki, tarlaların kenarlarındaki bitki örtüsünü, deltadaki akarsuyun denize birleştiği yerdeki sulak alan dediğimiz sığ alanları tahrip edersek bütün bu organik madde süzülmeden, temizlenmeden Marmara'ya boca edilmiş olur" diye konuştu.
‘AKARSU KENARINDA TEMİZLEME YAPARKEN MEVSİMLERE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR’
Müsilaj sorununa bütüncül olarak yaklaşılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özdilek, şöyle devam etti:
"Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa bakarken sadece denizdekine değil etrafındaki havzaya bakmamız gerekiyor. Kış aylarında yolların kenarlarındaki temizleme işlemlerini yaparken dikkat etmemiz gerekiyor. Yolun kenarındaki çalılıkları, ağaç temizleme işlemini en yağışlı dönemde yaparsak bitki ile örtülü olmayan topraktaki bütün maddeler Marmara Denizi'ne daha fazla karışacak. Akarsu kenarındaki temizleme işlemlerini de yaparken mevsimlere dikkat etmek gerekiyor. Aynı şekilde taşkın önleme çalışmaları yaparken daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Akarsu kenarlarındaki bitki örtüsünü, ormanları, tarım alan kenarındaki bitki örtüsünü, denize dökülen nehir ağzındaki alanlardaki bitki örtüsünü korumamız gerekiyor. Çünkü onlar bizim için çalışıyor. Eğer biz bu bitki örtüsünü koruyabilirsek o zaman müsilaj sorununun önüne geçilmesinde bir adım atılabilir." (DHA)
FOTOĞRAFLI