Tarih: 05.02.2025 16:25

Okul Yönetmeliği Doğum Desteğini Nasıl Şekillendiriyor? Yeni Düzenlemelerin Yansımaları

Facebook Twitter Linked-in

3 Aralık’ta yürürlüğe giren “Gebe Okulları İle Doğuma Yönelik Hizmetlerin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”, annelerle birlikte; doğuma destek alanında çalışan uzmanları da doğrudan etkiliyor. Peki bu düzenleme kadınların doğum süreçlerine nasıl yansıyacak? Yeni yönetmelikle birlikte, ‘doğum destekçileri’ olarak tanımlanan serbest ebeler, doulalar, doğuma hazırlık eğitmenleri ve hamile-doğum psikologlarının hizmet vermesi kısıtlanıyor.


Yönetmeliğin tartışmaya neden olan 5. maddesi şöyle diyor:

“Gebelere yalnızca sağlık meslek mensupları tarafından meslek tanımları çerçevesinde eğitim ve danışmanlık hizmeti verilebilir. İlgili sağlık meslek mensupları dışında herhangi bir meslek mensubu veya gerçek veya tüzel kişi tarafından gebelere danışmanlık, rehberlik, refakat veya koçluk (doula) gibi isimler altında hizmet verilemez.”

Bu madde, doğum destekçisi olarak görev yapan serbest ebeler, doulalar, doğuma hazırlık eğitmenleri ve hamile/doğum psikologlarının kadınlara sunduğu birebir desteği yasal zeminde tartışmalı hale getiriyor. Yönetmelikte yalnızca “sağlık meslek mensubu” yetkilendirilmesi, tamamlayıcı destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kadınların seçeneklerini daraltıyor.

Yeni yönetmelik, doğuma destek hizmetlerini yalnızca belirli bir çerçevede sınırlandırıyor gibi görünse de bu kararın kadınların doğum süreçlerine nasıl yansıyacağı belirsiz. Kadınların doğumda destek alma haklarını savunan uzmanlar, bu düzenlemenin revize edilmesi gerektiği görüşünde.

Kadınların doğum sırasında yararlanabileceği “refakatçi hakkı” tehlikede mi?

Doğumdaki destek hakkını savunan Doğuma Destek Platformu’nun yaptığı açıklamada yeni yönetmeliğin, doğum süreçlerinde hem fiziksel hem de psikolojik destek açısından kritik öneme sahip olan birebir hizmetleri olumsuz etkileyebileceği vurgulanıyor.

Platformun açıkladığına göre doğumda destek, anneler ve aileler için konforlu doğum ortamları oluşturabilmenin önemli bir adımı. Platformu destekleyen Op. Dr. Hakan Çoker, “Kadınların doğum süreçlerinde farklı uzmanlık alanlarından destek alma hakkı, doğum güvenliğini ve bireysel tercihlerini doğrudan etkiler. Ancak bu yönetmelik, kadınların kendi doğum ekiplerini oluşturma ve doğum süreçlerine dair tercih yapma özgürlüklerini de tehdit etmektedir” diyerek açıklıyor.


“Kadınların doğum süreçlerindeki haklarını daha bütüncül bir şekilde koruyabilmek önceliğimiz olmalı”

Yönetmelikte yer alan maddenin etkilerini değerlendirirken duruma iki açıdan bakmak gerektiğini belirten Ebe Arzu Atar, kadınların hem tıbbi güvenlik hem de özgürlük haklarının korunmasının önemine dikkat çekiyor:

“Bir yandan, hizmetlerin yalnızca sağlık meslek profesyonelleri tarafından verilmesi, doğum sırasında kadının tıbbi açıdan doğru ve güvenilir bir destek almasını garanti altına alır. Bu durum, özellikle komplikasyonların doğru şekilde yönetilmesi açısından önemli. Bunun yanında eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin belirli etik standartlara göre sunulabilmesi, kadınların yetersiz bilgi veya destek alma ihtimalini azaltabilir” diyor.

Ebe Arzu Atar, bu düzenlemenin diğer yandan kadınların temel haklarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor: “Kadınların doğumda seçme özgürlüğünün kısıtlanması, birebir duygusal destek ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceği gibi kadınların bedenleri üzerindeki kontrol hakkını, doğum deneyimlerini şekillendirme özgürlüklerini olumsuz olarak etkileyeceğinin altını çiziyor.

Atar’a göre, bu hizmetlerin belirli eğitim ve denetim standartlarına bağlanması, dengeli bir çözüm için şart: “Kadınların ihtiyaç duyduğu desteği almalarını sağlarken, sağlık hizmetlerinin güvenliğini korumak ve kadınların doğum süreçlerindeki haklarını daha bütüncül bir şekilde koruyabilmek mümkün.”

Doğuma destek alanındaki uzmanlar ne diyor?

Türkiye’deki doulalar için mesleki standartlar oluşturma hedefiyle bir araya gelmiş olan Doula İnisiyatifi’nden Nur Sakallı, Sağlık Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğinin doğum destekçileri üzerindeki etkilerini değerlendirirken, düzenlemenin kadınların doğum süreçlerine yansıttığı risklere dikkat çekiyor. Sakallı, düzenlemenin, doğumu yalnızca medikal bir süreç olarak tanımladığını ve kadınların doğum ekiplerini oluşturma özgürlüklerini sınırladığını belirtiyor:

“Kadınların doğumda farklı uzmanlık alanlarından destek alma hakkı, onların hem fiziksel hem de duygusal olarak güçlenmesini sağlar. Ancak bu yönetmelik, doğuma destek veren doulalar, serbest ebeler ve doğuma hazırlık eğitmenleri gibi uzmanların rollerini daraltarak kadınların doğumdaki özgürlüklerini ve haklarını ihmal ediyor.”

Nur Sakallı, doulaların tıbbi müdahalede bulunmadığını, ancak doğum süreçlerinde fiziksel, duygusal ve bilgilendirici destek sağlayarak anne ve ailelerin bilinçli tercihler yapmasına yardımcı olduklarını vurguluyor. Bu noktada yönetmelikte yer alan sınırlandırmaların, kadınların doğuma yönelik bilgilendirilmiş tercih yapma hakkını da olumsuz etkilediğine işaret ediyor.

“Sağlık sisteminin aktif katılımı teşvik edilmeli”

Doula İnisiyatifi’nin sağlık sistemine uyumlu çalışmayı benimsediğini belirten Nur Sakallı, “Kadınların bilinçli tercihler yapabilmesi için güvenilir bilgiye erişiminin sağlanması kritik önemde. Ancak bu düzenlemeler, bilginin yalnızca belirli bir çerçevede sunulmasına yol açıyor ve kadınların seçeneklerini kısıtlıyor,” diyor.

Doula İnisiyatifi’nin temel misyonunun, kadınların ve ailelerin doğum süreçlerinde daha fazla güçlenmesine katkı sağlamak olduğunu belirten Nur, yönetmeliğin yeniden ele alınması gerektiğini ifade ediyor. Nur’a göre, bu düzenlemede kadınların haklarının yanı sıra sağlık çalışanlarının rolleri ve doğuma destek alanındaki profesyonellerin işlevleri daha dengeli bir şekilde tanımlanmalı:

“Kadınların bedenleri ve doğum süreçleri üzerindeki kontrol hakları, doğumda destek alma haklarıyla doğrudan bağlantılıdır. Sağlık sisteminin bu süreçlere aktif katılımı teşvik edilmeli, ancak bu yapılırken kadınların tercihlerini şekillendirme özgürlüğü göz ardı edilmemelidir.”

Doğumda destek hakkı için nasıl bir çözüm bulunabilir?

Sağlık Bakanlığı’nın yeni yönetmeliği, doğuma destek veren uzmanların rolünü kısıtlayarak kadınların doğum süreçlerinde birebir destek alma hakkını tartışmalı hale getiriyor. Uzmanlar, düzenlemenin kadınların doğum tercihlerine saygı gösteren, ancak sağlık hizmetlerinin güvenliğini de koruyan bir çerçevede revize edilmesi gerektiğini savunuyor.

Doğuma Destek Platformu ve Doula İnisiyatifi gibi oluşumlar, kadınların tıbbi güvenlik ve bireysel tercih haklarını bir arada koruyabilecek bir düzenleme talep ediyor. Uzmanlar, tamamlayıcı doğum destek hizmetlerinin yasaklanmak yerine belirli etik ve mesleki standartlara bağlanarak düzenlenmesinin, kadınların doğumda güçlenmesini ve bilinçli kararlar almasını sağlayacağını belirtiyor.

Kadınların doğumda yalnız olmadığını hissetmesi, bilinçli tercihler yapabilmesi ve doğum süreçlerine aktif olarak katılabilmesi için doğum destekçilerinin varlığı büyük önem taşıdığını araştırmalar da doğruluyor. Bu nedenle, yönetmeliğin revize edilmesi ve doğum destek hizmetlerinin kadınların ihtiyaçlarına uygun bir şekilde düzenlenmesi gerektiği vurgulanıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —