9659,96%1,15
34,56% 0,06
36,31% 0,92
2916,91% -2,93
4950,44% -1,62
Bir marka yaratmak ve başarılı olmak için sadece kaliteli olmanın yetmediği bir devirde yaşamaktayız.
Bir marka yaratmak ve başarılı olmak için sadece kaliteli olmanın yetmediği bir devirde yaşamaktayız. Kaliteye ilaveten, uluslararası aktörlerle de aranızın iyi olması gerekmektedir. Aksi takdirde beklenmedik bir kota yiyebilir ve tamamen batabilirsiniz.
İşte bu duruma, günümüzde küresel boyutta ticaret savaşları denmektedir. Bakıldığında hemen anlaşılmasa da, olay aslında net: pastayı kimseye kaptırmamak. Hem de her sektörde. Aslında imkânsız gibi duran bu durum, günümüzde iki büyük devletin amacı haline gelmiştir.
Peki bu durumun biz vatandaşlar açısından önemi nedir?
Örneğin, https://cazino-mostbet.com websitesinde detaylarına değinildiği gibi bir eğlenme aracı olan sanal bahisler için ihtiyacınız olan cep telefonunu piyasada bulunanlar arasından temin edebilir yani kısıtlama yememiş markalardan seçmek zorunda kalabilirsiniz.
Görüldüğü üzere işin içinde hep vergi koyma ve kısıtlama olmaktadır. Günümüzde ABD ile Çin arasında var olan bu savaş neticesinde karşılıklı sürtüşme olanca hızıyla devam etmektedir. Örneğin, 2020’ nin sonlarında Amerikan yönetiminin 200 milyar dolarlık devasa bir ek verginin daha yürürlüğe konduğunu açıklamasına karşı Çin, toplam değeri 60 milyar doları bulan ilave bir vergi getirerek misilleme yapmıştır.
Buradaki asıl amaç rakibin büyümesini ve pastadan daha fazla pay almasını engellemektir. Ancak bu kapışmanın da bir sınırı bulunmakta olup, genellikle söz konusu ülkenin ekonomik anlamda dayanabileceği limit olarak ifade edilmektedir.
Bazen ülkeler arasında zorlayıcı hale bu savaş belirli alanlarda ateşkes denemelerine evrilebilir. Mesela 2019 yılında böyle bir çabaya girişen bu iki ülke karşılıkları müzakereleri gerçekleştirmiş ancak sonuç karşılıklı ilan edilen yeni tehditlerden öteye geçememiştir.
İki ülke ile ticaret anlamında en iyi münasebete sahip Avrupa Birliği (AB), aynı zamanda çekişmelerden en fazla etkilenen konsorsiyumdur. Bu durum, fillerin tepişmesi sırasında çimenlerin ezilmesi sözüyle rahatça açıklanabilmektedir. Ancak AB ülkeleri, çoğu zaman yaşanan gerilimi fırsata dönüştürüp pastadan pay almayı başarmıştır.
Yaşanan bu gerilimlerin etkisini en aza indirmek için;
Bu başlıklar, sadece yaşanan ekonomik çatışmaların etkisini azaltmakla kalmayıp aynı zamanda ülkemize ticari avantajda kazandıracaktır.
Birlikten kuvvet doğacağı prensibi ile kurulan ve ekonomik anlamda son derece başarılı olan bazı bloklar olduğunu görmekteyiz. Örneğin, Çin’in de dahil olduğu BRICS, 2022 yılında ihracat pastasının yaklaşık beşte birini alarak ABD’ yi sollamıştır. Bu başarının, ekonominin yanında siyasi zafere ve dolayısıyla egemenliğe de direkt etki ettiğini unutmamak gerekir.
Gelişmekte olan ülkeler, durumdan gerekli dersi çıkarabilirlerse hızla ekonomilerini yükseltebileceklerdir. Bu durum tedarik lojistiğininin batı ülkelerinden buraya kayması ile sonuçlanırsa özellikle yeni ekonomik sistemlerin doğuşuna şahit olabiliriz.