10075,20%1,14
35,34% -0,08
36,41% -0,21
2997,67% -0,09
4860,27% 0,00
İstanbul - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz : Suriye yeniden imar edilecek, Türkiye mutlaka müdahil olacak
İSTANBUL, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz," Şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor, işte birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz" dedi. Yılmaz " Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Hedeflerine İlişkin Bilgilendirme Toplantısı’nda medya kuruluşlarının ekonomi haberleri müdürleri ile bir araya gelerek soruları cevapladı.
Yılmaz "Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK’lı çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42’si asgari ücretli görünüyor o da 6.7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, işte birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da, eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz. Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor." diye konuştu.
'2003-2024 DÖNEMİNDE YILLIK ORTALAMA BÜYÜMEMİZ 5,4'
Yılmaz "2024 yılında enflasyon 44,4. Asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz. 2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyümemiz 5,4 olmuş. Asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022’de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022’de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, serinin açıklandığı 1998’den beri en yüksek değer olan 37,6’ya ulaşmış durumdayız. Yani iş gücü ödemelerinin gayri safi katma değerdeki payı itibariyle 2024’ün üçüncü çeyreği tarihi yüksek seviyeyi görmüş durumdayız ve son bir yılda burada 6,1 puan bir artış var. Bu da bize önümüzdeki dönem gelir dağılımı açısından daha olumlu bir tablonun oluşacağını gösteriyor" dedi.
'BUGÜN YÜKSEK BİR MAAŞ VERİRSİNİZ, YARIN ENFLASYON BUNDAN DAHA YÜKSEK ÇIKARSA VERDİĞİNİZ MAAŞIN HİÇBİR ANLAMI KALMAZ'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz "Net asgari ücretin yine dolar karşılığı çok tartışılıyor. Asgari ücret 2002’de 114 dolar, 2024 yılında ise 519 dolar idi, 2025’teki son güncel artışla 627 doların üzerine çıkmış durumda. Bu net maaşlarda birde işverene maliyeti açısından bakarsanız bu tabii çok daha yüksek rakamlarda. Şu anki asgari ücret seviyemiz Rusya, Romanya, Bulgaristan Meksika, Brezilya’nın, Güney Afrika’nın, Endonezya’nın, Çin, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir rakam, bunu da ifade etmek isterim: Enflasyonda ciddi bir sapma olursa yeniden elbette bunları değerlendiririz, biz ciddi bir sapma olmayacağına inanıyoruz, politikalarımızı o çerçevede sürdürüyoruz. Önemli olan çünkü şudur, buna yürekten inanıyoruz: Bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim amacımız satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak, amacımız bu. Dolayısıyla, bunu sağlamak için her türlü gayreti sarf edeceğiz. Bu süreçte istihdamı da desteklemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"İŞLETMELERE ÇALIŞAN BAŞINA 2 BİN 500 LİRAYA KADAR İTİHDAM KATKISI OCAKTA"
Yılmaz "Asgari ücret kararıyla birlikte 700 lira olan asgari ücret desteğini de 1000 liraya çıkardık. Kamuda, özellikle emek yoğun işletmelerimize, emek yoğun işletmelerimizle ilgili hem imalatçı, hem ihracatçı işletmelerimizle ilgili EKK’da da geniş değerlendirmeler yaptık, Sanayi bakanlığımızın çalışmaları oldu. O da istihdamını koruyan özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı. Ocak ayı içinde bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz" dedi.
"ASGARİ ÜCRET SİYASİ TARTIŞMA KONUSU OLMAMALI"
Yılmaz "Asgari ücret bu kadar siyasi tartışma konusu olmamalı. Siyasi olarak bu kadar tartışılmayacak bir mekanizma içinde farklı şekillerde yapılabilir mi? Elbette tartışılabilir, uzlaşılabilir. Emeklilerle ilgili söyledikleriniz, asgari ücret oranıyla emekliye artış oranını mukayese doğru olmaz, çünkü birisi bir yıllık bir süreçle ilgili, perspektifle ilgili bir artış, diğeri 6 aylık, yani emekli ve memur artışı biliyorsunuz 6 aylık yapılıyor, Temmuz’da tekrar bu artışlar yenilenecek. Burada asıl kural bazlı olmayan en düşük emekli aylığı. Bugün geldiğimiz noktada 12 bin 500 liraya çıkmış durumda kök ücretleri daha düşük olan oldukça önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor, kök ücretinden daha yüksek bir emekli ücreti almış oluyor, yani primiyle bağlantılı kök ücretinden daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor. Bunu kanunla ancak değiştirebiliyorsunuz, bu normal sistemden gelen bir şey olmadığı için, kanunla gelen bir yapı olduğu için ancak kanunla düzenlenerek yine sağlanabilir. Bu konuda bir çalışma yapacağız, yani burada diğer ücretler artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz, bir çalışma yapacağız ve bir kanuni düzenleme muhtemelen gündeme gelecek. Tabi hükümetimiz bunu nihai karara Cumhurbaşkanımız tamamladıktan sonra grubumuzla kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum" dedi.
ENFLASYON
Yılmaz "Öngördüğümüz takvim çerçevesinde 2024 yılı Haziran ayından itibaren dezenflasyon süreci başladı. Biliyorsunuz başından itibaren biz şunu söyledik: 3 dönem olacak dedik, bir geçiş dönemi, bir dezenflasyon dönemi, bir de kalıcı fiyat istikrarı dönemi dedik. Geçiş dönemi Haziran ayı itibarıyla tamamlandı. Geçiş dönemi dediğimiz şu: Temel risklerimizi azalttığımız, temellerimizi güçlendirdiğimiz, Türkiye'yi enflasyonla mücadelede çok daha sağlıklı bir zemine kavuşturduğumuz dönem geçiş dönemi dediğimiz dönem; işte bunun detaylarına birazdan gelebiliriz.
Dezenflasyon dediğimiz dönem, artık enflasyondaki oranların düşmeye başladığı dönem, ki o Haziran'da başladı. Haziran'dan önce de hep söylüyorduk, ikinci yarıda ciddi bir düşüş bekliyoruz dedik, ciddi bir düşme olacak dedik oranlarda, nitekim dediğimiz gibi de oldu. Haziran ayından, bugün biliyorsunuz enflasyon rakamları yayınlandı. TÜİK tarafından, yüzde 1 civarında bir aylık enflasyon, yüzde 44'ün biraz üstünde de bir yıllık enflasyonla kapatmış olduk yılı. Haziran ayından Aralık'a baktığımız zaman 31 puan civarında bir düşüş olduğunu görüyoruz, yani yılın ikinci yarısında dezenflasyon dediğimiz dönem başladığından bugüne 31 puan enflasyon oranında, enflasyonda demiyorum bakın, fiyatlarda düşüş değil, enflasyon oranında 31 puan bir düşüş olduğunu görüyoruz, bu çok sevindirici gerçekten, önemli bir mesafe kaydetmiş durumdayız. Burada OVP'deki rakamlarımızın üstündeyiz doğru, orada bir sapma söz konusu, ama doğrultuya baktığınız zaman, ana istikamete baktığınız zaman da OVP'yle uyumlu olduğunu söyleyebilirsiniz. OVP'de çok ciddi bir düşüş bekliyorduk ve bu düşüş gerçekleşti. Kurlar biraz daha fazla olsa tabii ki daha iyi olurdu, daha hedeflerimizle uyumlu olurdu, ama ana çerçevenin hedeflerimizle uyumlu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yıllık bazda baktığımızda da geçen yılı 64 civarında kapatmıştık, bu yılı işte 44 civarında kapattık, dolayısıyla yıllık bazda da 20 puanlık bir düşüş gerçekleşti. Dezenflasyon sürecinin başladığı günden bugüne 31 puan, yıllık olarak da 20 puan civarında bir düşüş enflasyonda sağlandı ve bunun da biz devam etmesini bekliyoruz 2025 yılında. Ocak ayı enflasyonu Şubat'ta çıkacak malum, o çıktığı zaman göreceğiz ki Ocak ayında da bu trend devam ediyor, dezenflasyon süreci devam edecek. Yılsonunda da tabii OVP'de 17,5 demiştik, sonra Merkez Bankamız 21'e revize etti, yalnız orada bir aralık var malum artı-eksi bir aralık var, yani 20'nin altı olmaz diye bir şey söz konusu değil. Merkez Bankamızın tahmin aralığı 16 ila 26 arasında. Bu tahmin aralığında inşallah daha düşük aralıkta gerçekleşir diye ümit ediyoruz" diye konuştu.
'SURİYE YENİDEN İMAR EDİLECEK'
Cevdet Yılmaz, “Suriye bizi nasıl etkiler? Bir defa geçmişten daha kötü etkilemez. O kadar kötü bir dönemden geliyoruz ki Suriye'de, bir diktatörün olduğu, savaşların, çatışmaların yaşandığı, bize dönük neler yaşadığımızı 13 yılda hepiniz biliyorsunuz. O kötü tabloların geride kaldığı bir dönemdeyiz. Bir diktatörlük yıkıldı, yeni bir düzen oluşuyor. Bugün orada yaşanan bir halk devrimi tabii. Şu anda acil konu buradaki siyasi istikrarın sağlanması, güvenlik ortamının pekiştirilmesi, iç kavgaların olmadığı, bütün etnik grupların, mezheplerin, dinlerin kapsandığı kapsayıcı bir siyasi yapının oluşması, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik teşkilatıyla birlikte Suriye'nin siyasi ve güvenlik bakımından istikrarının sağlanması. Bunun inşası bizim için başlı başına büyük bir artı değer. Çünkü böyle bir Suriye, Türkiye'ye yönelik güvenlik risklerini bir defa azaltacaktır, göç riskini azaltacaktır, güvenlik risklerini azaltacaktır, Türkiye çok daha emniyetli sınırlarla karşı karşıya kalacaktır. Bütün bunlar bir defa güvenlik açısından, siyasi açıdan, terör bakımından, birçok açıdan Türkiye'ye faydalar doğuracak. Ekonomik boyutuna bakacak olursak, kısa vadede Türkiye'den oraya giden bir takım işgücü veya sermayesini alıp giden bazı Suriyeli vatandaşlar olabilir. Bunlar ekonomik etki bakımından farklı değerlendirilebilir, ama orta vadeli bir perspektifle yine bakarsanız, Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Ben buradan dış ticaretimizin de, lojistiğimizin de çok çok olumlu etkileneceğini düşünüyorum. Suriye'nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye'yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır. Dünyada da bunun örneklerini biliyoruz, komşuları istikrar içinde olan ve büyüyen ülkeler bundan olumlu etkilenirler. Dolayısıyla daha istikrarlı bir Suriye, daha müreffeh bir Suriye, Türkiye için de ekonomik anlamda da son derece olumlu olacaktır diye ifade etmek isterim.
Çok detaylarına girmeyeyim, ama şunu da söyleyeyim: Komşumuz Suriye'nin bu yeni döneminde yanında olacağız. Özellikle kurumsal anlamda tecrübe birikimimizi Suriyeli kardeşlerimizle her alanda paylaşacağız. Burada tabii dünyaya da büyük bir rol düştüğünü ifade etmek isterim. Esad döneminde ortaya konan yaptırımlar var bir diktatör döneminde. Şimdi yeni bir Suriye var, artık eski kalıplarla Suriye'ye bakılması doğru değil, eski tanımlamalarla bakılması da doğru değil, yeni bir ortam var" şeklinde konuştu. (DHA)