10058,47%-0,40
34,86% 0,07
36,62% -0,21
3040,24% 0,84
4868,50% 0,64
Rize’de Fındıklı Belediyesi tarafından düzenlenen ve 7-10 Aralık tarihlerinde gerçekleşen Haklar Sempozyumu’nun Karar Bildirgesi yayınlandı.
Rize’de Fındıklı Belediyesi tarafından düzenlenen Haklar Sempozyumu’nun Karar Bildirgesi yayınlandı. 7-10 Aralık tarihleri arasında gerçekleşen sempozyumda insan ve doğa hakları, toplumsal adalet konularında tartışmalar gerçekleştirdi. Bildigede, kapitalizmin yarattığı rant ve doğa talanına karşı “Öncelikle yerel direnişi güçlendirmeli ve bu direnişi büyüterek tüm ülkeye yaymalıyız.” denildi.
Bildirgede Kazdağları, İliç ve Arhavi gibi bölgelerde yaşanan çevre mücadelelerinin önemini belirtilerek, bu direnişlerin yaşam haklarının savunulmasında ne kadar önemli olduğunu vurgulandı ve “Ekosistem, bir canlının diğerinden bağımsız var olamayacağı bir bütündür. Yaşam alanlarının savunulması, temel yaşam hakkımızdır. Ancak, yerküreyi yalnızca kâr ve ekonomik kazanç kaynağı olarak gören sistemler, bu hakkı tehdit etmektedir.” Ifadeleri yer aldı.
Nükleer güç santralleri projesi, sempozyumda konuşulan konulardan biri oldu. Bildirgede, “Geçmişte Çernobil felaketini birebir yaşamış ve sonucunda kanserlerle, çeşitlik hastalıklarla baş etmek zorunda kalmış bir bölge olarak; İzmir-Gaziemir’de bir kurşun işleme tesisinin atık depolama sahasında ortaya çıkan nükleer sorunun başımıza nasıl bela olduğunu dinledik. Bu koşullarda yeni Nükleer felaketleri yaşamamak için Nükleer Güç santralleri girişimine karşı tavrımız değişmemiştir. Tüm çevre talanına karşı isyan hakkımız var” ifadeleri kullanıldı.
Kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi de sempozyumun gündem maddelerinden birisiydi. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulandı. Yayınlanan bildirgede konuya dair, “Kadın hareketi gücünü kadınların hak arayışından almaktadır ve toplumsal eşitlik sağlanana kadar devam edecektir. Hiçbir örf, adet ya da ahlak anlayışı, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıramaz.” denildi.
Sempozyumda çocukların sadece geleceğin değil, aynı zamanda bugünün de öznesi oldkları vurgulandı. Çocukların sağlıklı, güvenli ve eğitimli bir ortamda büyümeleri için gerekli koşulların sağlanması gerektiği belirtildi. Bildirgede, “Çocukların korunmaya değil, ihtiyaçlarını ifade edebilecekleri koşulların sağlanma önceliklendirilmelidir.” Cümlesi yer aldı.
Sempozyumda, kentlerin sadece beton yığınları değil, aynı zamanda tarihsel, kültürel ve sosyal bellekler olduğu vurgulandı. Kentlerde eşitlik, aidiyet ve birlikte yaşama bilincinin geliştirilmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, “Kente dair bu yeni bakış kenti paylaşanların haklarına dair de yeni bir duruş gerektirmektedir. Kentte eşit bir deneyim inşa etmek, ayrımcılıkla mücadelenin ana referans noktasıdır. Engelli bireylerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, hayvanların, insanların, taşın, toprağın, suyun, dağın, vadinin karşılıklı bir varlık koşulu olarak değerlendirilmesi gerekir.” cümleleri yer aldı. (HABER MERKEZİ)