9931,58%0,15
35,19% -0,07
36,65% 0,09
2973,74% 0,37
4796,31% -0,04
Gümüşhane gezilecek yerler ve tarihi mekanlar bakımından oldukça zengindir. Biz şu şekilde sıraladık
Gümüşhane’de gezilecek yerler denildiği zaman akla gelen ilk yerlerden biri olan Karaca Mağarası, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından sene boyunca ilgi görmeyi başarıyor. Torul ilçesinde konumlanan Karaca Mağarası, aynı zamanda şehrin turizminde çok kilit bir rol oynuyor. Giriş bölümünde sadece bir kişinin girebileceği bir alan ziyaretçileri karşılıyor. Fakat mağara içerisinde ilerlemeye başladıkça alanın genişlediğini görebilirsin.
Turizme 1996 senesinde kazandırılan bu önemli mağara, toplamda 256 metrelik uzunluğuyla dikkat çekiyor. Karaca Mağarasının yerden yüksekliği ise yaklaşık 18 metre civarında. Mağara, kendi içinde 5 bağımsız bölümden oluşuyor. Karstik oluşumuyla dikkat çeken Karaca Mağarası, hediyelik eşya dükkânları ve dinlenme bölümleri mevcut. Buranın astım hastası olan kişilere iyi geldiğine inanılıyor.
Giriş ücreti
Açık olduğu saatler
Şehir merkezine epey uzak olmasına rağmen görmeye değer bir güzellik olan Tomara Şelalesi Tabiat Parkı, tam olarak Seydibaba Köyü içerisinde konumlanıyor. Şelale, buradaki halk tarafından “Kırk Gözeler” ismiyle de biliniyor. Buradaki su 25 metrelik yükseklikten akıyor.
40’a yakın su kaynağından beslenen şelale, çevresinde çok sayıda yürüyüş parkuru barındırıyor. Hem bu yürüme rotalarını hem de bölgedeki yoğun florayı keşfetmek adına buraya gelebilirsin. Şelalenin etrafında alabalık yiyebileceğin çok sayıda restoran bulunuyor. Şiran ilçesine bağlı olan Tomara Şelalesi, 2011 yılından bu yana tabiat parkına dönüştürülmüş durumda. Şelaleye temmuz ayında gelirsen Tomara Şelalesi Kültür Festivali’ne katılabilirsin.
Torul ilçe sınırlarında yer alan Limni Gölü Tabiat Parkı, başarılı peyzaj çalışmaları sayesinde son yıllarda ciddi bir ilgi görüyor. Zigana Köyünde yer alan bu keyifli destinasyon, etkileyici bir manzara vadediyor.
Saranoy Yaylası ile iç içe olan Limni Gölü Tabiat Parkı’nın 1720 rakıma sahip olduğunu belirtelim. Uzun yıllar piknik alanı olarak kullanılsa da son dönemde burası tabiat parkı olarak hizmet görüyor. Buranın farklı noktalarında çardak, dinlenme alanı, çocuk oyun bölgesi ya da bungalov evleri ile karşılaşabilirsin. Şehir merkezine yaklaşık 60 km sürüş mesafesi bulunan Limni Gölü Tabiat Parkı, ceylandan karacaya çok sayıda hayvana ev sahipliği yapıyor.
Hasanbey bölgesinde yer alan İkizevler Kent Müzesi, toplamda 3 ayrı kattan meydana geliyor. Son derece büyük bir alana kurulan müzeye, iki konak ev sahipliği yapıyor. Bu konaklar, geleneksel Gümüşhane konaklarına örnek olarak gösteriliyor.
2006 senesinde resmi olarak açılışı yapılan İkizevler Kent Müzesi, 10 ayrı etnografik vitrinden meydana geliyor. Yakın zaman önce kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçen müze, ahşap bir yapıya sahip. İkizevler Kent Müzesi’nde genel olarak eski paralar, silahlar, bölgesel kıyafetler sergileniyor.
Giriş ücreti
Açık olduğu saatler
Torul ilçesinde bulunan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, bölge halkı kadar turistlerin de uğrak yerlerinden biri durumunda. Gölün 6 bin hektara yakın bölümü 1998 senesinde tabiat parkı olarak tescil edilmiş. Burası aynı zamanda şehrin en yüksek tepesi olarak öne çıkan Abdal Musa Tepesinin yamaçlarında konumlanıyor.
Buzul gölleri ve krater gölleri dışında çok sayıda yabani hayvan ve bitki türlerine ev sahipliği yapan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, 3305 metrelik yükseklikte yer alıyor. Fauna ve flora bakımından bir hayli zengin olan bölgede altın çiçeği, kaplan otu, bodur mazı ve peygamber çiçeği gibi nadir görülen bitki türleri söz konusu. Toplamda 5 ayrı gölden meydana gelen bu devasa bölge için tüm gününü ayırmanı tavsiye ediyoruz.
Gümüşhane şehir merkezine yaklaşık olarak 40 km uzaklıkta olan Sarıçiçek Köy Odaları, en az adı kadar ilgi çekici bir destinasyon. 1870’li senelerde Hacı Ömer Ağa’nın girişimleri ile ortaya çıkarılan Sarıçiçek Köy Odaları, özellikle ahşap işlemeleriyle ilgili dönemin mimarisini temsil ediyor.
Sarıçiçek Köyü merkezinde yer alan bu mekânlar, birbirine yaklaşık 50’ler metrelik uzaklıklara sahip. Dikdörtgen formundaki odalar temel olarak Çırak Odası ve Usta Odası olmak üzere iki ayrı bölüme sahip. Özellikle de Usta Odası içerisinde yer alan kahve köşkleri ve özel oturma alanlarını değerlendirebilirsin. Bu arada Hacı Ömer Ağa’nın zamanında burayı özel misafirlerini ağırlamak adına inşa ettiği biliniyor.
Şehrin görece az bilinen destinasyonlarından biri olan Kazıkbeli Yaylası, Kürtün ilçesinde yer alıyor. Tam olarak Söğütlü Köyünde konumlanan yayla, merkeze yaklaşık 35 km uzaklıkta. Köyün ise 6 km uzağında bulunan Kazıkbeli Yaylasında çok sayıda konaklama seçeneği de mevcut. Ayrıca bahar ve yazlarında yayla içinde çadır kampı yapanların sayısı da azımsanmayacak düzeyde.
Dağcılık ve kamp sporları haricinde çim ve kar kayağı etkinlikleri için de tercih edilen Kazıkbeli Yaylasında düzenli olarak pazar kuruluyor. Temmuz ayının ortasında yaylada geleneksel olarak şenlikler düzenleniyor.
Şehrin simgelerinden biri olan Kov Kalesi, Ortaçağ’dan günümüze miras kalmış yerlerden biri. Kov Kalesi aynı zamanda Esenyurt Kalesi olarak da biliniyor. Esenyurt Köyü içerisinde bulunan kalenin yapımında 3.Aleksios imzası bulunuyor.
1361 senesinde inşa edilen Kov Kalesi, günümüzde önemli arkeoloji sit alanının bir parçası. 2008 senesinde Kov Kalesi ile alakalı geniş bir restorasyon çalışması gerçekleştirildi. İhtişamlı kaleye çıkmak seni biraz yorabilir ancak karşına çıkacak manzarayı gördüğünde, tüm yorgunluğu unutacaksın!
Merkezin yaklaşık 35 km kuzey ucunda konumlanan Krom Vadisi, yakın zaman önce “Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescillendi. Tam olarak Yağlıdere Köyü içerisinde bulunan vadi, tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış. Bu sayede hala günümüze ulaşan şapeller ve kiliseler mevcut.
Maden açısından son derece zengin bir bölge olan Krom Vadisi’nde bugün 15 kilise ve şapel haricinde 1 adet de kemer köprü mevcut. Rumların kullandığı pek çok taş ev, günümüze kadar sorunsuz şekilde ulaşabilmiş. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan vadi, yaz aylarında bölge halkı tarafından sıklıkla tercih ediliyor.
Dumalı Köyü içerisinde bulunan Santa Harabeleri, Yanbolu Deresinin doğmuş olduğu alana komşu. 1600’lü yıllarda, harabelere ev sahipliği yapan bu alanda Rumların yoğun şekilde yaşadığı biliniyor. Bugün resmi olarak Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenen bölgede 300’den fazla yapıdan söz etmek mümkün.
Santa Harabeleri’nin konumlandığı alanda daha önce madencilik faaliyetleri yapılıyormuş. Aynı zamanda bölge halkı için gümüşçülük ya da demircilik de ciddi bir geçim kaynağı olarak kabul ediliyormuş. Gümüş madenlerinin yoğunluğundan dolayı Rum halkının buraya yerleştiği düşünülüyor.
Kış turizminin en popüler noktalarından biri olan Zigana Turizm Merkezi, şehir merkezine yaklaşık olarak 40 km uzaklıkta. Bölge resmi olarak Gümüşhane sınırları içerisinde yer almasına rağmen Trabzon’a da oldukça yakın. Bakımlı yolu nedeniyle ulaşımı oldukça kolay olan Zigana Turizm Merkezi’nde kar kalınlığı ortalama 100-150 cm aralığında.
Yabancı ziyaretçilerin de yoğun ilgi gösterdiği Zigana Turizm Merkezi, toplamda 661 metrelik bir uzunluğa sahip. Tesisin toplam kapasitesi ise 845 kişi olarak açıklanıyor. Zigana Turizm Merkezi’nde toplamda 2 ayrı pist söz konusu. Bu pistlerin genişliği 100 metre ve 200 metre şeklinde. Limni Gölü’ne 9 km uzaklıkta olan tesis, Doğu Karadeniz’in ilk ve tek kayak merkezi durumunda.
Şehir merkezine 37 km uzaklıktaki Olucak Köyü’nde konumlanan Olucak Manastırı, aynı zamanda İmera Manastırı adıyla da biliniyor. Gümüşhane’nin en eski kalıntılarından biri olan Olucak Manastırının orijinal yazıtı bugüne ulaşmış durumda.
Bu yazıtta yer alan bilgilere göre manastır, 1350 senesinde inşa edilmiş. Köyün tepe noktasında konumlanan Olucak Manastırı, Gotik bir mimari tarza sahip. Tarihi mekan günümüzde 2. Derece Arkeolojik Sit Alanı kapsamında değerlendiriliyor. Bu arada 2019 senesinde pek çok kurumun girişimi ile burası ciddi bir restorasyon sürecinden geçirildi.
Orta Çağ’dan bugüne ulaşmış tarihi yapılardan biri olan Torul Kalesi, hem mimari detayları hem de cam seyir teras alanı ile beğeni topluyor. Fatih Sultan Mehmet zamanından kalan kale, cam seyir teras eklemesi sayesinde turistik açıdan çok daha cazip bir hale getirildi. Bu teras, toplamda 250 metrelik bir yüksekliğe sahip.
Şehri panoramik bir açıdan görme şansını sunan cam seyir terası, kale ile harika bir bütünlük oluşturuyor. Burası aynı zamanda Karaca Mağarasına da oldukça yakın. Cam seyir terasına tek seferde en fazla 50 kişi alınabiliyor. Dağlardan ve Harşit Çayı’ndan meydana gelen manzarayı keşfetmek adına sen de bölgeyi ziyaret edebilirsin.
Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan Canca Kalesi, Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde sıkça bahsedilen bir destinasyon. Kale Deresi adı verilen noktayla komşu olan tarihi kale, 1530 metrelik bir yüksekliğe sahip. Kalenin inşa edildiği döneme dair net bir bilgi söz konusu değil. Fakat Canca oKalesi’nin Roma döneminden kalmış olabileceği tahmin ediliyor.
Şehrin batı bölümünde yer alan kale, 2018 yılında restorasyondan geçirildi. Yuvarlak planlı bir forma sahip olan yapı büyük oranda moloz taşlardan oluşuyor. Sarnıç ve şapel kısımları kalenin en sağlam yerlerini oluşturuyor. Gümüşhane için anlatılan pek çok efsanede Canca Kalesi’nin adına rastlamak mümkün.
Sadece şehrin değil aynı zamanda Karadeniz Bölgesi’nin en önemli Antik kentlerinden biri olan Satala Antik Kenti, Sadak adıyla da biliniyor. Roma’nın Fırat’ı korumak adına doğu kanadında kullandığı en önemli karargâhlardan biri olan Antik kent, aynı zamanda bir askeri geçiş yolunda.
Satala Antik Kenti, en aktif olduğu dönemlerde Bizans, Roma ve Asur hakimiyetlerinde kalmış. Bilhassa Jüstinyen’in bu alanda çok ciddi eserler oluşturması, çeşitli izlere de net şekilde yansıyor. 47 gözlü su kemeri, Antik kentin en ciddi eserleri arasında gösteriliyor. Öte yandan harabe halinde de olsa hamamlar ve taş çeşmeler net şekilde gözlemlenebiliyor.
Giriş ücreti
Açık olduğu saatler
Kürtün ilçesine bağlı bir tabiat güzelliği olan Çağlayandibi Şelalesi, aynı zamanda doğal bir müze konumunda. Bir tür doğal ağaç müzesi olan Çağlayandibi Şelalesi, tam olarak Örümcek Ormanlarının eteklerinde bulunuyor.
Burası 2014 senesinden bu yana tabiat parkı olarak geçiyor. 2014’ten sonra turizm yatırımı olarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, bölgeye çok sayıda tesis, trekking yolu ve köprü inşa etmiş. Bu arada bölgede, Avrupa kıtasının en yüksek göknar ve ladin ağaçlarına tanıklık etmen de mümkün.
Süleymaniye Mahallesi içerisinde yer alan Surp Karabet Kilisesi, bazilikal adı verilen özel bir plana göre oluşturulmuş. Üç nefli olan kilisenin üst ört bölümü yırtık. Pastoforion adı verilen odalar günümüzde hala mevcut. Bu odalar hemen apsislerin yan taraflarında konumlanıyor. Tarihi kilise, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman Camii'ne de oldukça yakın. Olucak Kilisesi’ne de yapısal olarak benzetilen tarihi mekanın 19. yüzyılın başında inşa edildiği tahmin ediliyor.
Erzincan Kara Yolu üzerinde konumlanan Pir Ahmed Türbesi’nde Karamanoğlu Beyliği beylerinden birinin naaşı söz konusu. Aynı adı taşıyan köyde bulunan türbenin Kanuni döneminde inşa edildiği düşünülüyor.
Bu arada Pir Ahmed Bey, Konya harici bir şehirde türbesi bulunan tek Karamanoğlu beyi olarak geçiyor. Türbenin yer aldığı mezarlıkta ilginç bir şekilde sadece 12 yaşından ufak çocuklar defnediliyor. Uzun zamandır uygulanan bu geleneğin nedeni ise tam olarak bilinmiyor.
Gümüşhane içerisine ziyaret edebileceğin bir diğer dini mekan olan Hagios Georgios Metropolitik Kilisesi, pek çok turistik destinasyon gibi Süleymaniye Mahallesi’nde konumlanıyor. Şehrin en eski kiliselerinden biri olarak öne çıkan Hagios Georgios Metropolitik Kilisesi, tarihi boyunca iki büyük restorasyondan geçmiş. Bu onarım çalışmaları 1613 ve 1726 yıllarına ait.
Kilise 1480 senesinde bölgede yaşayan madencilerin girişimleri ile yapılmış. Yığma yapım tekniğinin kullanıldığı kilisede ağırlıklı olarak taş malzemelere yer verilmiş. Kilisenin yuvarlak kemerli pencere açıklıkları, hayranlık duygusu uyandırıyor.
Gümüşhane’nin en güzel doğal mekan mekanlarından biri olan Örümcek Ormanı Tabiatı Koruma Alanı, sayısız ağaç ve bitki türünü bünyesinde barındırıyor. Özel olarak koruma altına alınan bu değerli bölge, eşsiz bir tabiat güzelliğine sahip. Ormanlık alan içerisinde özellikle bazı köknar ve ladin ağaçları anıt niteliğinde değer görüyor.
4 heybetli ağaç, Örümcek Ormanı Tabiatı Koruma Alanı içerisinde “Tabiat Anıtı” unvanıyla korunuyor. Buradaki bazı ladinlerin boyu neredeyse 70 metreye yaklaşıyor. Örümcek Ormanı Tabiatı Koruma Alanı içerisinde yer alan en yaşlı ağaçların ortalama ömrü 417. Toplamda 263 hektarlık bir alana sahip olan bölge, Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı.
Gümüşhane’nin en önemli yaylalarından biri olan Taşköprü Yaylası, ismini Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Taşköprüden alıyor. Deniz seviyesinden 2140 metre yüksekte olan bu popüler yayla, renkli çiçekleri ve çayırları sayesinde keyifli bir manzara sunuyor. Zengin bir floraya sahip olan Taşköprü Yaylası, tam anlamıyla bir renk cümbüşüne sahip.
Bu arada yayla, hem piknik hem de kamp için oldukça ideal. Ziyaretçiler yaz dönemlerinde burada çim kayağı yapabiliyor. Ayrıca foto safari ve botanik turizmi gibi konularda da öne çıkan Taşköprü Yaylası’nda ladin, titrek kavak, sarıçam, kiraz, mahlep, kuşburnu ve yabani elma gibi türlerden söz etmek mümkündür. Her sene temmuz ayında burada “Taşköprü Yaylası Kültür Şenlikleri” organize ediliyor.
Anadolu coğrafyasındaki pek çok şehir gibi Gümüşhane’de de yörenin mimari özelliklerini yansıtan geleneksel konaklarla karşılaşmak mümkün. Gümüşhane konakları, şehrin hem mimari yapısına hem de geleneklerine ayna tutuyor.
Günümüzde en çok ziyaret edilen tarihi konaklar Hacım İmam Konağı, Balyemez Konağı, Abdi Bey Konağı ve Abdül Aziz Evi. Gümüşhane konaklarının en tipik özellikleri, bahçe alanının geniş olması, kapı ve tavanlarda geleneksel süslemelere yer verilmesi ve mahalli taşı/ahşap gibi malzemelerin kullanılması diyebiliriz. Bugün bu konakların bazıları restoran ya da konaklama olarak değerlendiriliyor. Bu evlerin önemli bir kısmı 1800’lü yıllardan bugüne miras kalmış durumda.
Gümüşhane’nin en önemli dini mekanlarından biri olan Çağırgan Baba Türbesi, Alucra ilçesindeki Boyluca Köyü’nde konumlanıyor. Sekizgen formuyla dikkat çeken türbe, genellikle çevre illerden ve şehir merkezinden gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
1940 senesinde yapımı tamamlanan Çağırgan Baba Türbesi, halkın girişimleri sonucunda bugünkü halini almış. Sivri yapıdaki kemer açıklıkları ile öne çıkan tarihi türbe, tümüyle boyalı durumda. Ayrıca hemen merkez bölümünde simgesel de olsa bir sanduka söz konusu.
Gümüşhane’nin nadir tarihi camilerinden biri olarak dikkat çeken Kemaliye Camii, şehir merkezinde bulunuyor. Tam olarak Karaer Mahallesi’ndeki Hasan Bey Caddesi’nde yer alan dini mekan, 1922 senesinde inşa edilmiş.
Hem döşemeleri hem de tavan kısımları ahşap kagir şeklinde olan caminin minaresi 1927 senesinde eklenmiş. 1970’li senelerde çıkan büyük yangında önemli oranda zarar gören cami, uzun bir restorasyon sürecinden sonra aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiş. Bir tür vakıf camisi olan Kemaliye Camii, tarihsel yolculuğuna rağmen son derece bakımlı ve temiz durumda.
Şehrin en köklü yerleşim bölgelerinden biri olan Paşa Hamamı, Süleymaniye Mahallesi’nde konumlanıyor. Hamam, Zeki Kadirbeyoğlu Konağı ile alakalı çalışmalar devam ederken tesadüfen ortaya çıkarılmıştı.
Gümüşhane Belediyesi uzun zamandır Paşa Hamamı ile alakalı kapsamlı bir restorasyon çalışması yürütüyordu. Aslına uygun şekilde restore edilen tarihi hamam, 2024 yılının Şubat ayında açıldı ve turizme kazandırıldı. Aynı zamanda aktif şekilde kullanılan Paşa Hamamı, 3 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor.