9885,87%1,14
34,02% -0,10
38,11% 0,57
2831,85% 1,05
4607,53% 0,42
Erzurum kış tatili için sıklıkla tercih edilen bir şehir. Dolayısıyla Erzurum'un Türkiye turizmine olan katkısını unutmamak gerek. Sizler için Erzurum'a gidip görmeden gelemeyeceğiniz en iyi yerleri derledik...
Erzurum'un mis gibi doğasını olağanüstü coğrafyasını ve inanılmaz güzellikte olan gezilecek yerlerini unutmamak gerek. Erzurum'a gidip görmeden gelemeyeceğiz çok güzel yerler mevcut. Bunlar Üç Kümbetler, Erzurum Kalesi, Tortum Şelalesi ve daha nicelerinden oluşuyor. Sizler için Erzurum'a gidip görmeden gelemeyeceğiniz en iyi yerleri derledik...
Üç Kümbetler, Erzurum'da yer alan ve 12. ile 14. yüzyıllar arasında inşa edildikleri tahmin edilen tarihi anıtlardır. Anadolu'nun önemli eserleri arasında sayılan Üç Kümbetler'in, devlet adamları ya da alimler için yapılmış mezar ve türbe yapıları olduğu düşünülmektedir. İnşa edildikleri dönem ve tarz itibarıyla birbirinden farklı özellikler taşıyan bu kümbetler, yakın mesafelerde konumlanmaları nedeniyle, kişilere özel olarak yapıldıkları izlenimini vermektedir. Çatı yapılarındaki benzerlikler ise, bu yapıların döneminin önemli devlet adamları için anıt mezar olarak inşa edilmiş olabileceğini desteklemektedir. En büyük kümbet, 12. yüzyılda Emir Saltuk adına yapılmış olup, 14. yüzyılda inşa edilen diğer iki kümbet hakkında ise kesin bir bilgi birliği bulunmamaktadır.
Çifte Minareli Medrese, Erzurum'da bulunan ve Selçuklu dönemine ait önemli bir tarihi eserdir. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu yapı, günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşarak Erzurum'un sembollerinden biri haline gelmiştir. Her yıl hem yerli hem de yabancı turistler tarafından yoğun ilgiyle ziyaret edilmektedir. 1253 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın kızı Hüdâvent Hatun tarafından yaptırılan bu medrese, Anadolu'nun en büyük sanat eserlerinden biri olarak kabul edilir. Hüdâvent Hatun'un ismiyle anıldığı için "Hatuniye Medresesi" olarak da bilinir.
Tortum Şelalesi, Erzurum ilinin Uzundere ilçesinde yer alan ve Tortum Çayı üzerinde bulunan etkileyici bir doğa harikasıdır. Tortum Şelalesi, 1700'lü yılların ortalarında meydana gelen bir heyelan sonucu oluşmuştur. Bu heyelan, Balıklı Köyü'nün batısında bulunan bir dağın Tortum Çayı'nın önünü kapatmasıyla şelalenin oluşumuna zemin hazırlamıştır. Şelale, Tortum Gölü'nün Tev Vadisi ile gölün kuzey ucu arasındaki heyelan kütlesinden akarak meydana gelmiştir. Tortum Şelalesi'nin döküldüğü akarsu yatağı, dirençli kireç taşı katmanları üzerinde yer almaktadır. Şelale, 22 metre genişliğinde ve 48 metre yüksekliğinde olup, düşen sular üstte gökkuşağı ve altta büyük bir dev kazanı oluşturmaktadır. Ayrıca, bu doğal oluşum Erzurum'un Uzundere ilçesinde bir doğal anıt olarak kabul edilmektedir.
Yakutiye Medresesi, Türkiye'nin Erzurum ilinde bulunan tarihi bir yapıdır. İlhanlı hükümdarı Olcaytu'nun döneminde, Emir Hoca Cemalettin Yakut tarafından 1310 yılında inşa ettirilmiştir. Anadolu’daki kapalı avlulu, eyvanlı ve revaklı medrese tipinin en büyük örneklerinden biri olarak kabul edilen Yakutiye Medresesi, günümüze kadar iyi bir şekilde korunarak ulaşmıştır. Yapının mimarisi, dönemin tipik medrese yapı özelliklerini yansıtır ve Erzurum'un sembollerinden biri olarak büyük bir öneme sahiptir. Her yıl hem yerli hem de yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören medrese, tarihi ve kültürel değerleriyle dikkat çekmektedir.
Erzurum Kalesi'nin kesin inşa tarihi net olarak bilinmemekle birlikte, M.S. 5. yüzyılın ilk yarısında Bizanslılar tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Tarih boyunca Assurlular, Sasaniler, Persler, Araplar, Romalılar ve Bizanslılar gibi farklı uygarlıkların egemenliği altında kalan kale, 11. yüzyılda Türklerin kontrolüne geçmiştir. Kalenin iç kısmında, Erzurum'daki ilk Türk-İslam eserlerinden olan Saltukoğulları dönemine ait Kale Mescidi ve Tepsi Minare bulunmaktadır. Erzurum Kalesi, bir iç kale ve çevresini saran dış kaleden oluşur. İç kale, günümüze kadar oldukça sağlam bir şekilde korunmuş olup, duvar kalınlıkları 2-2.5 metre arasında değişmektedir. İç kalede sekiz burç hala ayakta dururken, şehir çevresindeki dış kale surları büyük ölçüde yok olmuştur.
