9716,84%-1,96
35,49% 0,21
36,26% -0,16
3045,95% -0,60
4885,42% -0,08
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni evlenecekler için faizsiz kredi desteğini 81 ilde uygulamaya alıyoruz
Taha AYHAN/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni evlenecek gençlerimize 'Aile ve Gençlik Fonu' dahilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonu'ndan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Aile Yılı Tanıtım Programı'nda konuştu. Erdoğan, programın hayırlı olmasını dileyerek, "Son kabine toplantımızda 2025 senesini 'Aile Yılı' olarak ilan etmiş, bu önemli haberi de milletimizle paylaşmıştık. Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlığımızın koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerimizin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacağımızı ifade etmiştik" dedi.
Erdoğan, 'Aile Yılı' çerçevesinde icra edecekleri çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımanın, en büyük önceliklerinden biri olduğunu kaydederek, "25 Aralık'ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, 'Aile Enstitüsü' ve 'Nüfus Politikaları Kurulu'nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı; ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir 'beka meselesi' olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum" diye konuştu.
'İŞE AİLE FERTLERİNDEN BAŞLAMAMIZ GEREK'
Anayasa'nın 41'inci maddesinde yer alan, 'Aile, toplumun temelidir' ifadelerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir başka ifadeyle, aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir. Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu; milli manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz. Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil; aynı zamanda tarihi bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır" ifadelerini kullandı.
'GENÇLERİMİZİ SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞU'
Temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli ve dayanaklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bilinçli anne-babaların yetiştireceği evlatlarımız, geleceğin mimarları olarak milli kimliğimizin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacak, yaşatacak, yarınlara taşıyacaktır. Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği şöyle dile getirmektedir; 'Bu cehalet yürümez; asra bakın: Asr-ı ulum! Başlasın terbiyeniz, ailelerden oğlum.' Evet, merhum Mehmet Akif'in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere; eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası önce ailede başlar. Bilinçli bir ana-babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler haline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen; bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.
'CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARININ ÖNCELİKLİ HEDEFİ AİLEDİR'
Kelimenin tam anlamıyla 'tuhaf zamanlarda' yaşadıklarını söyleyen Erdoğan, "Neo-liberal kültür akımları sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ediyor, toplumsal dokuyu şekillendiriyor. Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT'nin 'koçbaşı' olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir. Bakınız daha önce de defalarca vurguladım. İlk etapta 'kişisel tercih' denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomali, günümüzde faşizan bir dayatmaya dönüşmüştür. LGBT eleştirisi tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkum edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz. Bu zorbalık sadece siyasetle de mahdut değil. İş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıyayız" diye konuştu.
'KİM NE DERSE DESİN, BU KONUDA TÜRKİYE'NİN TAVRI BELLİDİR'
Erdoğan, henüz 2-3 yaşındaki masum sabilerin bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu şenaate muhatap olduğunu vurgulayarak, "Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dahil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır. Birleşmiş Milletler bünyesinde verdiğimiz mücadele zaten malumdur. Bu çabalarımızı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ediyoruz" dedi.
'ŞİMDİDEN HAREKETE GEÇMEK ZORUNDAYIZ'
Küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzinin, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarı olduğunu kaydeden Erdoğan, "İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür-sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, milli varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Bir diğer önemli husus, genç ve nitelikli nüfusun devamıdır. Her şeyden önce bu, demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğindedir. Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş; bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamı, gelinen aşamada bizler için hayat-memat meselesine dönüşmüştür. Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hasılı yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum" ifadelerini kullandı.
'EVLENME YAŞI YÜKSELMİŞ, BOŞANMA ORANLARI İSE ARTMIŞTIR'
Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış; ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır. Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden 'kaba boşanma hızı' ise 2,01'e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4'ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26'ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak, sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır."
'BİZİ ÖZEL HAYATA MÜDAHALE İLE SUÇLADI'
Karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle dedi:
"2007 yılında doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına 'en az üç çocuk' çağrısı yapmıştık. Bu çağrımızdan dolayı hem şahsen hem de hükümet olarak ciddi baskı gördük, itibar suikastlerine uğradık. Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona 'aydın taifesi', bizi özel hayata müdahale ile suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi, geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye'nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim; 'nüfus planlaması' kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim."
'HER FIRSATTA 'EN AZ ÜÇ ÇOCUK' ÇAĞRIMIZI TEKRARLADIK.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğru bildikleri yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Her fırsatta 'en az üç çocuk' çağrımızı tekrarladık. Milletimizin istikbalini garanti edecek çalışmalarımıza devam ettik. 10’uncu Kalkınma Planımıza 'Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması' başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikamızın öncelikli hedefi haline getirdik. 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendimize gaye edindik. Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da 'Büyük ve Güçlü Türkiye' idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz."
'YUVA KURACAK TÜM GENÇLERİMİZE HAYIRLI OLSUN'
2025 yılını, 'Aile Yılı' ilan ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "2025 Aile Yılı' kapsamında birçok yeni projeyi de hayata geçiriyoruz. Bunların bir kısmını bugün sizlerin vasıtasıyla milletimiz ve ailelerimizle paylaşmak istiyorum. 14-28 Mayıs seçim sürecinde milletimize söz verdiğimiz 'Aile ve Gençlik Fonunu' geçen sene deprem bölgemizde başlatmıştık. Biliyorsunuz, bu fon ile evliliğe ilk adımını atan gençlerimize 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunuyoruz. Şimdi bunu bir adım daha öteye taşıyoruz. Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dahilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünyaevine girecek gençlerimiz bu imkandan faydalanmak üzere bugün itibariyle başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun" dedi.
'DOĞUM YARDIMI 5 BİN LİRA OLACAK'
Bu yıl, doğum yardımlarını da önemli ölçüde artıracaklarını belirten Erdoğan, "Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay 1500 lira; üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. İkinci ve sonraki çocuklar için hiçbir bir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı-uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek; maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkanları hayata geçireceğiz. Çalışan anne-babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceğiz. Çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkanları ailelerimizin istifadesine sunmayı da önemsiyoruz. Bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de inşallah yıl boyunca ailelerimizle paylaşacağız" diye konuştu.
'GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğüt veriyor; 'En bereketli nikah, külfeti en az olanıdır.' buyuruyor. Dolayısıyla nikah merasimlerinin sade; gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor. Özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, ataların tabiriyle 'eski köye yeni adetlerin' geldiğini görüyoruz. Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum; gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor. Evlenenler ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaşıyor. Genç çiftlerimiz, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas bir dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraşıyorlar. Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri; 'olmasa da olur' diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikayetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı, ister erkek tarafı olsun, her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah '2025 Aile Yılını' vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum." (DHA)
FOTOĞRAFLI