DEPREM ŞEHİTLİĞİNE ZİYARET
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, daha sonra Hatay'daki Narlıca Deprem Şehitliği'ni ziyaret etti. Depremde hayatını kaybedenlerin mezarlarına karanfil bırakan Özel, dua ettikten sonra mezarlıktan ayrıldı. Özel, Defne Belediyesi önünde kurulan alanda vatandaşlara hitap etti. AK Parti hükümetinin, depremzedelere teslim edilen evlerin sayısını doğru açıklamadığını öne süren Özgür Özel, "Gelelim beyefendilerin konut teslimiyle ilgili sözlerine. AFAD’ın raporunda, '395 konteyner kentte, 649 bin kişi yaşıyor' diyor şu an. Deprem sonrası bu rakam kaçmış, 707 bin diye açıklamışlar. Yani, 'Türkiye’de konutların yüzde 30’unu bitirdik, 201 bin konut verdik' diyor. Türkiye'de konteynerden çıkmış kişi sayısı sadece 58 bin. Bir anda 201 bin konut veriyorsun, konteynerden çıkan kişi sayısı 58 bin. Her kişi 1 evde kalacak olsa, yine 4 kişiden 1 tanesi konteynerden çıkmış, eve yerleşmiş. Diğer 3’ü ne? Bu haneler 4 kişiden oluştuğuna göre. Her 16 evden 1 tanesine, konteynerden çıkan biri yerleşmiş. Bu nasıl hesap? Hatay'da depremden sonra konteynerde yaşayan kişi sayısı 230 bindi. Bugün açıkladılar. AFAD'ın rakamına göre, konteynerde yaşayan kişi sayısı 218 bin. Hatay’da hesapta 46 bin konut teslim etmiş. Konteynerden çıkan kişi sayısı 12 bin. 4 kişilik bir aile dersen, 3 bin eve konteynerden çıkanlar girmiş, 43 bin evin ne olduğu belli değil. 43 bin eve çıkanlar ya şehir dışındalardı ya sokakta yaşıyorlardı. Nereden geldi bu insanlar? Demek ki 'Yaptım' dediği konutu yapmış değil, 'Teslim ettim' dediği konutu teslim etmiş değil. 'Konutu aldım' diyenin içine girmiş hali yok. Bir konut vermeden önce senet koyuyor. Şimdi kulakları çınlasın Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 'Ben konutlardan para almayacağım' dediğinde laf ediyorlardı, şimdi görsünler. Konut gelmiş, bitmiş, anahtarı gösteriyor, senet koyuyor. Senette ne yazıyor? Hiçbir şey yazmıyor. Sonradan dolacak. Ne ödeyeceğini bilmeden, yarın karşısına ne çıkacağını bilmeden önüne senet koyuyor, öyle veriyor" dedi.
‘MİLLETİN SABRI TÜKENDİ’
Yapımı tamamlandığı söylenen evlerin aslında tamamlanmadığını savunan Özel, "İçleri tamam değil. Eskiden, deprem olmadan önce İlk Evim Benim Evim projeleri vardı. 100 bin kişiye konut. Başvuru, 250 bin. 500 bine çıkardık. Onun için planlanan 100 binlerce konutu, o projeyi kapattılar, bu konutlara sayıyorlar. Doğru yerde mi? Hak sahibinin istediği yerde mi belli değil. Bitirdik dedikleri 201 bin konutun içinde gerçekten deprem konutu olarak planlanan, tasarlanan, etüdü yapılan, depremzede için hazırlanan konut sayısı fevkalade tartışılmalı. 100 bini geçer mi o bile belli değil. Başka projelerin TOKİ'lerini bu projede, deprem konutu, diye sayıyorlar. Kimse de onların o dedikleri yere gitmiyor. Bazıları da zaten hiç ihtiyaç olmayan yerdeler. Bunları da görmek lazım. Biri çıksın bana Hatay'da 230 bin depremzededen sadece 12 bininin 2 yılın sonunda konteynerden ayrılıp 218 binin hala konteynerde yaşıyor olmasını bir açıklasın bakalım. Öyle havadan attıkları rakamlarla saha gerçek değil. Defnelilere soruyorum. Sokakta, aranızda, AK Parti’li milletvekili görüyor musunuz? Gelip geziyorlar mı? Hatır soruyorlar mı? Sorulara cevap veriyorlar mı? Bir sokağa çıksınlar. Bunların genel başkanı salon adamı oldu, sıcak salon seviyor. Kendisini atadıklarına alkışlatıyor, o alkışları kendisine milletin teveccühü sanıyor. Ey Erdoğan, il kongresinde, kadın kolları kongrelerinde kendi atadıklarınla doldurduğun salonlarda, devletin parasıyla ısıttığın salonlarda kendini alkışlatıp da milletin teveccühü var sanma. Milletin teveccühü yok. Milletin sabrı tükendi. Millet sandık istiyor senden kurtulmak için" diye konuştu.
‘İNANILMAZ BİR ASBEST SOLUMA SORUNU VAR’
Depremin ardından kentte yaşanan sorunlara ilişkin konuşan Özel, şöyle devam etti:
"Ayrıca 2 bin 31 soruşturma var. Bin 397'sine iddianame hazırlanmış. Yani, 3 suçludan birisi daha savcı yüzü görmemiş ve hakkını araması gereken 3 depremzededen birinin daha failleri savcının karşısına çıkmamış. Bu kadar dosyadan karara bağlanan sadece 75. Bir rezerv alan rezaleti var, en çok da Hatay'da var. Elbette bazı alanların bilimsel kriterlere göre objektif şekilde rezerv alan ilan edilmesi gayet normal bir şey ama Hatay’da bunun objektif, bilimsel, hak yemeden, ranta döndürmeden yapıldığına inana bir kişiyi daha görmedim. Hatay bu sorunu sürekli gündeme getiriyor. Bu rezaleti ve haksızlığı dile getirmeye ve takip etmeye, süreç içinde haksızlık yapanlardan hesap sormaya son derece kararlıyız. Mücbir sebep meselesini söylemeden geçemeyeceğim çünkü Van depreminde 5,5 yıl uygulanmış. Böylesi bir depremde 2 yıldan önce defalarca sonlandırmaya çalıştılar, son gayretlerle 31 Mayıs'a uzattılar ama 2,5 milyon gibi bir şart getirdiler. Bu da şehrin ekonomisi açısından da vatandaşlarımızın ciddi şekilde itiraz ettiği bir husustur. Ayrıca hem konteyner kentlerden elektrik parası alınmasıyla ilgili niyetler hem 31 Mayıs'tan itibaren şurada çorap satıp geçinmeye çalışan esnafa beyanname ver demek, devlet anlayışıyla uyuşan bir durum değildir. Yerinde dönüşüm kredisi. Yerinde dönüşüm doğru bir iştir ama 750 bin lira kredi, 750 bin hibe son derece yetersizdir. Biz bunun hiç değilse 1,5 milyon olmasını savunuyoruz. Bununla ilgili kanun tekliflerini verdik. Bu beklentimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Hatay’da inanılmaz bir asbest soluma sorunu var. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Çevre Mühendisleri Odası'nın Hatay'dan alıp test ettiği enkaz numunelerinin çok önemli bir kısmında asbeste rastlandı. Hatay Tabip Odası, böbrek, karaciğer yetmezlikleri ve akciğer kanseri tehdidinin kapıda olduğunu, rakamların alarm verdiğini, geleceğin çok kaygı verici olduğunu ifade ediyor. 210 okul yıkıldı ya da ağır hasar aldı. '110 okul açtık' diye övünüyorlar. 110 okulun 88’i konteyner. Konteyner okullara, okul açtık diye övünülmez. O geçici dersliktir. 70 bin insan koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşamamaktadır Hatay'da. Aile sağlık merkezi, bilhassa uzman hekim, hemşire, yoğun bakım yetersizdir. Hastalar acil servislerde yoğun bakım sevki beklerken kaybetmektedirler. Yıkılan 56 aile sağlığı merkezi hala yapılmamış, 71 aile hekimliği kadrosu halen boştur ve bunlarla ilgili bir ilerleme yoktur. Hatay'da vatandaşlar toz, toprak, asbest içinde."
‘HATAY VALİSİ’NE SÖYLÜYORUM. SENİ UNUTMADIM, UNUTMAYACAĞIM, UNUTTURMAYACAĞIM’
Bakanlar gelecek diye 2-3 gün önce yolların asfaltlandığını belirten Özgür Özel, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yol, bakanların katılacağı ama tören için barikatlanmış yere doğru yapılıyor. Sessiz yürüyüş yapmak isteyenlerin gözaltına alındığı, yasımızı tutmayı bile bize çok sayıyorlar diye Hataylıların isyan ettiği bir yönetim var. Hatay'ın iradesini çalmak için bir de iş birliği yapan, iktidar partisinin aparatına dönüşmüş olan, vicdansız, bir partinin il başkanından daha il başkanı olan Hatay Valisine söylüyorum. Seni de ben unutmadım, unutmayacağım, seni unutturmayacağım. Bugünler dönecek. O, seçim akşamları yaptıkları da geçen sene anmada yaptıkları da bu sene Hataylılara yaptıkları da partizanlığı da hepsi aklımda. Hiç diyeceğim ki dua et şöyle olsun, senin ne ettiğin dua kabul olur, bu kadar insanın ahı varken sen milletin yanında değil de ona zulmedenlerin yanında durmaya devam et, senden de hesap sormak Özgür Özel'in boynunun borcu olsun. Şimdi mutlaka İstanbul'dan harekete geçer, kendisini Türkiye başsavcısı sanıyor. Doğrusunu yapsınlar, doğru yerden dava açsınlar, kamu görevlisini tehdit suçundan bana tekrar dava açsınlar. Ben Hatay Valisi’ni tehdit etmiyorum. Ben Hatay Valisi’ne tembih ediyorum. 'Yaptığın bu işleri unutursam namussuzum' diyorum." (DHA)
FOTOĞRAFLI