10787,70%-0,69
36,65% 0,02
40,16% 0,28
3564,41% 0,81
5677,11% 0,00
ASKERİ BANDO TARAFINDAN MARŞLAR ÇALINDI
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümü nedeniyle, Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde tören düzenlendi. İki dev ekranın kurulduğu alanda, törenin başlangıcına kadar askeri bando tarafından marşlar çalındı. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Gelibolu 2'nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Amfibi Kolordu Komutanı Tümamiral Serhat Sözbir, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Kenan Kurt, Çanakkale İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Ersin Aslan, Sahil Güvenlik Çanakkale Grup Komutanı SG. Yarbay Orhan Öğrenci, Avustralya'nın Çanakkale Konsolosu Harry Hall, Askeri Ataşe Kaptan Ben Esler, İngiltere'nin Askeri Ataşe Yardımcısı Nick Mattock, Yeni Zelanda Büyükelçiliği Misyon Şefi Yardımcısı Erin Morriss, İngiltere Askeri Ateşe Asistanı Aaron Graham, Fransa Askeri Ateşe Yardımcısı Hubert Michon, çok sayıda şehit, gazi ve gazi yakını katıldı.
'TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN BİR MİLATTIR'
Törende ilk olarak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Saygı duruşunda bulunulması ve saygı atışının ardından İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'ne ilişkin mesajı okundu.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Ramazan ayının kutlu atmosferinde, tarihimizin en şanlı destanlarından biri olan Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü kutluyor, 'Çanakkale geçilmez' sözünü tarihe yazdıran aziz şehitlerimizi, ahirete irtihal etmiş gazilerimizi rahmetle ve tazimle anıyorum. Çanakkale, yalnızca bir muharebe ya da cephe adı değil, milletimizin özgürlük iradesinin tüm dünyaya ilan edildiği, tarihin akışını değiştiren bir milattır. 1914 yılında patlak veren Cihan Harbi, Osmanlı Devleti'ni de içine çekmiş ve dünya genelinde geniş bir cepheye yayılmıştı. Çanakkale, bir savaş alanı olmanın ötesinde, vatanın kalbine yönelmiş bir tehdidin bertaraf edilmesi gereken son savunma hattıydı" dedi.
'BU MÜCADELE, VARLIK İLE YOKLUK ARASINDAKİ BİR SINAV OLMUŞTUR'
"Milletimiz için bu mücadele, varlık ile yokluk arasındaki bir sınav olmuştur" diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "18 Mart 1915'te, İtilaf donanması Çanakkale Boğazı'na saldırmış, ancak Osmanlı ordusu, stratejik savunma hattı, kahraman topçuları ve Nusret Mayın Gemisi'nin döşediği mayınlarla düşmana ağır kayıplar verdirerek geçit vermemiştir. 'Bouvet', 'Irresistible' ve 'Ocean' gibi dev savaş gemileri, mayınlara çarparak sulara gömülmüş, İtilaf Devletleri geri çekilmek zorunda kalmıştır. Çanakkale Boğazı'nın sularında dalga dalga yükselen milletimizin istiklal azmi, Gelibolu'da bayraklaşmıştır. Ardından Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak Osmanlı savunmasını yarmayı planlayan düşman, bu de kez karşılarında 'Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum' diyerek askerlerine savaşın en büyük fedakarlık emrini veren Mustafa Kemal'i bulmuşlardır. Çanakkale'de kazanılan zafer, ilerleyen yıllarda Kurtuluş Savaşı'nın ilham kaynağı olmuş ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmıştır. Çanakkale, küllerinden doğan bir milletin birlik ve beraberlik ruhunun abideleştiği şanlı zaferler diyarıdır" ifadelerini kullandı.
'ÇANAKKALE RUHU, ADALET VE MERHAMETTEN VAZGEÇMEMEKTİR'
Çanakkale ruhunun, yokluk ve zorluklar karşısında asla yılmamak, bağımsızlık, adalet ve merhametten vazgeçmemek olduğunu söyleyen Yılmaz, "Çanakkale ruhunu canlı tutmak, vatanımıza, hürriyetimize ve bizi biz yapan mukaddes değerlere sarsılmaz bağlılığımızı korumaktır. Bugün de aynı bilinçle, ülkemizin bekasına yönelik tehditlere karşı Çanakkale ruhuyla mücadelemizi sürdürüyoruz. Geçmişte bu topraklarda verilen istiklal mücadelesi anlaşılmadan, ülkemizin bugün verdiği istikbal mücadelesi de tam olarak kavranamaz. Özellikle gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Çanakkale'yi ziyaret etmelerini, bu tarihi mekanları yerinde görerek o ruhu hissetmelerini çok kıymetli görüyoruz" dedi.
'İDEALİZMİMİZİN GERİSİNDE ÇANAKKALE RUHUNDAN ALDIĞIMIZ İLHAM VARDIR'
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çanakkale, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde aşamayacağız engel olmadığını gösteren bir kılavuzdur. Milli birlik karşısında emperyalist güçlerin 'tek dişi kalmış canavar' olarak planlarının bozulduğu er meydanıdır. Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Milli Mücadele'de ve Sakarya'da sergilenen mücadele ruhu, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan terörle mücadele operasyonlarına, 15 Temmuz'da gösterilen direnişten günümüze kadar aynı kararlılıkla yaşatılmış; şehit ve gazilerimizin kahramanlıkları tarihe altın harflerle yazılmıştır. Milletimizin değerlerine kasteden vesayet odaklarına, milli iradeyi yok sayan darbecilere ve sınırlarımıza terör örgütleriyle dayanan güçlere karşı mücadelemizi yine aynı şuurla sürdürdük. Savunma sanayiinde kendi imkanlarımızla imal edebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan satın almamak ve yerlilik-millilik oranlarımızı daima yükseğe taşımak idealizmimizin gerisinde de Çanakkale ruhundan aldığımız ilham vardır."
'EN BÜYÜK 11'İNCİ SAVUNMA SANAYİİ İHRACATÇISI KONUMUNA ULAŞMIŞTIR'
Geçmişte yaşanan tecrübelerin savunma ürünlerinin tasarımında ve üretiminde tam bağımsız bir konuma erişilmesinin olmazsa olmaz olduğunu gösterdiğini söyleyen Yılmaz, "Bölgesel krizlerin ve jeopolitik gerilimlerin yoğun yaşandığı bir coğrafyada bulunan ülkemiz, bir taraftan küresel güvenlik paradigmasının belirleyicilerinden birisi olmak, diğer taraftan da savunma alanında sürekli teyakkuzda bulunmak durumundadır. Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye, güçlü bir siyasi irade ile savunma sanayiinde devrim niteliğinde adımlara imza atmıştır. Geçmişte parasını ödediğimiz halde çeşitli bahanelerle bizden esirgenen savunma sanayii ürünlerini bugün biz başka ülkelere bedeli karşılığı ihraç eden bir konuma yükseldik. Savunma sanayiimiz, yerli ve milli teknolojilerle küresel ölçekte büyük bir atılım gerçekleştirmiş ve bugün dünyanın en büyük 11'inci savunma sanayii ihracatçısı konumuna ulaşmıştır. Yürütülen bin 100'ü aşkın sayıda proje, yüzde 80 yerlilik oranı, 100 milyar doları aşkın proje hacmi ile gelinen noktada savunma ve havacılık sanayii ihracat rakamımız 2024 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 29'luk artışla 7 milyar doları aşmıştır. Böylece tüm zamanların en yüksek satış rakamı elde edilmiş oldu" dedi.
'ÇİFT HANELİ İHRACAT YAPAN ÜLKELER ARASINDA YER ALACAĞIMIZI DEĞERLENDİRİYORUZ'
Yılmaz, 2025 şubat ayında savunma ve havacılık ihracatının, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44'lük artış göstererek 300 milyon dolardan 434 milyon dolara yükseldiğini söyledi. Yılın ilk iki ayındaki toplam savunma sanayi ihracatının ise yüzde 29,6 artışla 816 milyon dolara ulaştığını belirten Yılmaz, "Savunma sanayiimiz son 10 yıl içinde dünyanın dört bir yanına, farklı coğrafyalarda 185 ülkeye 230 çeşit ürün ihraç etti. Güvenlik güçlerimizin sahip olduğu yüksek operasyonel tecrübe, muharebe kabiliyeti ve teçhizat kapasitesi pek çok ülke tarafından gıpta ile takip edilmektedir. Kendi savunma teçhizatı ihtiyaçlarımızı milli imkanlarla karşılamanın yanında dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilen bir konumdayız. Bu başarı trendi ile artan ihracat hacmi ve sahada kendini ispat eden sistemlerimizle iki yıl içerisinde 10 milyar dolar rakamını aşarak çift haneli ihracat yapan ülkeler arasında yer alacağımızı değerlendiriyoruz" açıklamalarında bulundu.
'ULUSLARARASI TOPLUMUN UMUTLARININ TÜRKİYE'YE BAĞLANDIĞI GÖRÜLMEKTEDİR'
"Küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimlere rağmen, Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde izlenen etkin diplomasi, ülkemizi uluslararası müzakerelerin, barış ve istikrar arayışının önemli bir aktörü haline getirmiştir" diyen Yılmaz, "Bugün bir kez daha uluslararası toplumun umutlarının Türkiye'ye bağlandığı ve gözlerin ülkemize çevrildiği görülmektedir. Rusya-Ukrayna savaşının başından bu yana, barışın sağlanması için her türlü diplomatik çabayı gösterdik. Gazze'de yaşanan soykırıma ilk dakikadan itibaren sessiz kalmadık. Suriye'den Kafkasya'ya, Afrika'daki anlaşmazlıklardan Libya iç savaşının çözümüne kadar üstlendiğimiz yapıcı inisiyatif ve çatışmaları önlenme çabası, ülkemizin barışa katkıda bulunma kabiliyetini açıkça ortaya koymuştur" dedi.
'TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI AYNI AZİM VE İNANÇLA MÜCADELEMİZİ VERDİK'
Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çanakkale'de yedi düvele karşı nasıl kahramanca mücadele verdiysek, arkasında birçok karanlık odağın bulunduğu terör örgütlerine karşı aynı azim ve inançla mücadelemizi verdik ve veriyoruz. Terörsüz Türkiye hedefiyle Türkiye Yüzyılı'nı huzurun ve kardeşliğin yüzyılı yapmaya kararlıyız. Bütün bu adımlar, karşımızdaki sınamalar ne kadar büyük olursa olsun, mücadele azmimizden ve kararlılığımızdan dönmeyeceğimizin göstergesidir. Çünkü biz, tarih boyunca her türlü zorluğu aşmış, birlik ve beraberlik içinde başarıya ulaşmış bir milletiz. Dünyada istikrarın ve refahın teminatı, barışın, adaletin ve karşılıklı iş birliğinin güçlendirilmesidir. Terörizmin, ırkçılığın, İslam düşmanlığının ve her türlü nefret akımının panzehri, adalet ve dayanışma temelinde yükselen ortak bir iradedir. Türkiye olarak biz, bu yüzyılı barışın, huzurun ve kardeşliğin yüzyılı yapmak için iş birliğine hazırız. Daha adaletli bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyor ve bunun için diplomasinin tüm imkanlarını kullanıyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız bu dönemde, tarihimizden aldığımız güçle ülkemizi daha ileriye taşımak için kararlılıkla çalışıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye vizyonuyla, mazlumların umudu, küresel adaletin savunucusu olmaya devam edeceğiz."
'VATANIN EVLATLARI ONURUNU ÇİĞNETMEYECEKTİR'
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise "İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale'de, en zor şartlar altında dünyanın en güçlü donanmalarına karşı kahramanca mücadele eden, vatanı uğruna savaşan şehitlerimiz için 'İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek' diye yazmıştı. Şükürler olsun milli şairimiz Mehmet Akif haklı çıktı. Bu vatanın evlatları dün olduğu gibi bugün de yarın da asla onurunu çiğnetmeyecektir. Malazgirt'te Sultan Alparslan'ın, İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet'in, Çanakkale'de, Millî mücadelede şehitlerimizin ve Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetine her zaman sahip çıkmaya devam edecektir. Tarihe bakıldığında, atalarımızın geçmişte ortaya koyduğu mücadeleyi gördüğümüzde sadece gururlanmıyoruz. Bizi başka toplumlardan ayıran en önemli özelliklerden biri tam da budur. Biz tarihe baktığımızda aynı zamanda bugünümüzü ve geleceğimizi görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'TARİH BİZİ KONUŞMAYA DEVAM EDİYOR'
Bakan Ersoy, "Tarih bizi konuşmaya devam ediyor. Geçmişte yaşananlar bugünümüze ayna tutuyor. Atalarımızın mücadelesi bizim ders aldığımız, yönümüzü belirlediğimiz bir kılavuz özelliği taşımaktadır. Biz Çanakkale'ye baktığımızda bağımsızlığın ne denli önemli olduğunu görüyor ve bugün için de 85 milyonun birlik ve beraberliğinin önemini vurguluyoruz. Çanakkale'de birleşen emperyalist güçler, dünyanın en güçlü orduları karşısında Türk milletinin bağımsızlığından taviz vereceğinin planlarını yapmışlardı. Ancak ne denizde ne karada düşmana geçit vermeyen kahraman ordumuz canını ortaya koyarak tarihin akışını değiştirmiştir" dedi.
'MAZLUM MİLLETLERİN HAKKINI KORUMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'
Mazlum milletlerin hakkını korumayı sürdüreceklerini ifade eden Bakan Ersoy, "Çanakkale'ye baktığımızda denizde ve karada yürütülen bağımsızlık mücadelesini bir adım daha ileriye taşıyarak gökyüzünde de bağımsızlığımızı teminat altına almak için tarihin en önemli çalışmalarını hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Çanakkale'deki mücadelemiz aynı zamanda sömürgeci güçler tarafından işgal edilen farklı toplumlara da ilham olmuştur. Aynı şekilde bugün Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin dünyada yaşanan haksızlıklara, zulümlere, işgallere karşı duruşu ilhamını Çanakkale ruhundan almaktadır. Biz dün olduğu gibi bugün de bu emperyal politikalara karşı durmayı ve mazlum milletlerin hakkını korumayı sürdüreceğiz. Tarihimiz ve kültürümüz ait olduğumuz medeniyetimiz, bize ne pahasına olursa olsun zulmün parçası olmamayı öğretmiştir. Dünyada barışın, huzurun ve kardeşliğin güçlenmesi için mücadele vermek Çanakkale şehitlerine ve tarihe karşı en büyük sorumluluklardan biri. Bu sorumluluk çerçevesinde biz Çanakkale ruhuna sahip çıkmaya, Çanakkale'yi anlatmaya, etnik, dini hiçbir ayrım yapmadan mazlum milletlerin sesi olmaya ve gönül coğrafyalarımızla güçlü ilişkiler kurmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
'İNSANLIK TARİHİNİN EN ŞANLI ZARFLERİNDEN BİRİDİR'
Türk Silahlı Kuvvetleri adına Gelibolu 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız da günün anlam ve önemine binaen konuşmasında "1915 yılında Çanakkale'de yazılan destan sadece Türk milletinin değil insanlık tarihinin en şanlı zariflerinden biridir. Milletimizin azim ve kararlılığının en güzel örneklerinden olan bu zafer İstiklal Harbimizin, Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluşunun temel taşlarından biri olmuştur" dedi.
Konuşmaların ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti okundu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş şehitler için dua etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şehitlik defterini imzaladı. Yılmaz ve beraberindekiler, daha sonra şehitlerin mezarlarına karanfil bıraktı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı unsurları Çanakkale Boğazı'nda geçit töreni gerçekleştirdi.
Yağmur ÖNGÜN-Nazif Cemhan ŞEN/ÇANAKKALE, (DHA)-
FOTOĞRAFLI