Antalya, sadece turkuaz denizi ve sıcacık kumsallarıyla değil, aynı zamanda köklü geçmişi ve derin kültürüyle de büyüleyici bir şehirdir. Bu büyülü şehirde yaşayanlar, yılların birikimi olan örf ve adetlerle yaşamlarını süslerler. Antalya'nın gelenekleri, insanların günlük hayatlarından festivallere, düğünlerden misafirperverliğe kadar her alanda kendini gösterir. Peki, Antalya örf ve adetleri nelerdir? Antalya'nın gelenekleri neler? O halde, bu muhteşem şehrin derinliklerine birlikte yolculuk yapalım!
Oğulları evlenme çağına geldiğinde, anne ve baba çevrelerinde uygun bir kız aramaya karar verirler. Aile büyüklerinin görüşlerini alarak, genç kızlarla tanışmak için bir dizi ziyaret düzenlenir. Bir gün içinde farklı evlere gidilir ve çeşitli genç kızlarla tanışılır. Bu tanışmaların ardından, potansiyel bir aday üzerinde karar verilir ve o kıza yönelik bir talep süreci başlar. Erkek tarafının temsilcisi, genç kızın anne ve babasından onu istemek için resmi talepte bulunur. Bu talep genellikle dini açıdan uğurlu kabul edilen Perşembe veya Cuma günlerine denk getirilir. Kızın ailesinden izin alındıktan sonra, söz almak için belirli bir gün belirlenir. Bu süreçte, genellikle kızın ailesi, diğer taraf hakkında araştırma yapar ve son kararlarını verirler. Kabul edildiğinde, her iki tarafın akrabaları ve dostları bir araya gelerek "söz kesimi" veya "şerbet içme" adı verilen geleneksel bir tören düzenlerler.
Belirlenen günde, erkek tarafı kız için masrafları karşılar ve "nişan kofası" hazırlar. Bu hediyeler kızın evine gönderilir ve misafirlere sergilenir. Ardından, sadece erkeklerin katıldığı dini bir tören olan "söz kesme" gerçekleştirilir ve sonunda limonata ikram edilir. İlk limonatayı içiren kişi bahşiş alır. Tören sonunda, bazı misafirler gizlice kız evinden bazı eşyalar alır ve bunlar daha sonra bahşiş olarak geri verilir. Bu olaylar genellikle toplumda tartışma yaratır ve günlerce konuşulur.
Nişan töreni, önceden belirlenen bir günde yapılır ve her iki tarafın anlaşmasına göre düzenlenir. Bu törende kadınlar toplanır ve nişanlanacak kız yüksek bir yere oturtulur. Müzik eşliğinde danslar edilir ve nişan yüzükleri takılır. Ardından, her iki tarafın hediye takıldığı renkli kurdelelerle süslenir. Bu törenin ardından, nişanlanan genç kızın oynaması beklenir ve üzerindeki altın ziynetler gözler önüne serilir. Ayrıca, nişan hediyesi olarak takılan her bir eşyanın kim tarafından takıldığı kaydedilir, çünkü ileride karşılık verme adetine uygun olmalıdır.
Kına gecesi, genellikle düğünden bir gün önce veya hafta sonuna denk getirilir. Mahalli çalgılar eşliğinde eğlenceli bir atmosferde gerçekleşen bu gecede gelin adayı için kına yakılır. Maniler söylenir ve gelinin el ve ayaklarına kına sürülürken duygusal anlar yaşanır. Bu geleneksel ritüel, genellikle gelinin ağlatılmasını takiben sona erer.
Düğün genellikle Perşembe veya pazar günü gerçekleşir ve genellikle düğün salonlarında yapılır. Misafirler çalgı eşliğinde eğlenirken gelin ve damat salona giriş yaparlar. Düğün sonunda, gelin ve damat evlerine götürülür ve damat geleneksel olarak gerdeğe sokulur. Günümüzde, kent kesiminde gelin ve damadın kendi eşlerini seçme adeti giderek yaygınlaşmaktadır, ancak geleneksel uygulamalar hala birçok toplumda devam etmektedir.
