9658,72%-0,85
36,46% 0,18
37,80% -0,30
3345,81% -0,59
5390,78% -1,40
'Ana dilimiz olan Türk İşaret Dili'ni kullanarak sağırların sesi olduğumuz için gururluyuz'
İZMİR, (DHA)-İZMİR Büyükşehir Belediyesi'nde işaret dili çevirmeni olarak görev yapan Özlem Özer ve Melek Uslular, işitme engelliler ile duyanlar arasında adeta bir köprü görev görüyor. Etkinliklerde, meclis toplantılarında ve kurslarda konuşulanları elleri ve mimiklerini kullanarak simültane bir biçimde Türk İşaret Dili'ne çeviriler yapan ikiliden Özer, ebeveynleri sağır olduğu için ilk karşılaştıkları dilin işaret dili olduğunu söylerken, Usulular ise "Ana dilimiz olan Türk İşaret Dili'ni kullanarak sağırların sesi olduğumuz için gururluyuz" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü'nde görev alan Türk İşaret Dili Eğitmeni ve Yeminli Çevirmenleri Özlem Özer ve Melek Uslular hem görev aşkları hem de hayat hikayeleri ile dikkat çekiyor. Yoğun bir çalışma temposuyla ellerini ve mimiklerini kullanarak birer 'aktarıcı' konumunda olan çevirmenler, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü öncesi iş ve sosyal hayatlarında duyanlar ve duymayanlar arasında nasıl köprü olduklarını anlattı. Ebeveynleri sağır olduğu için doğdukları andan itibaren ilk karşılaştıkları dilin Türk işaret dili olduğunu söyleyen Özer ve Uslular, İzmir Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla sağırların sesi oldukları için gurur duyduklarını söyledi.
'DİLİ BİLMEKLE ÇEVİRMENLİK YAPMAK AYNI ŞEY DEĞİL'
Etkinliklerde, meclis toplantılarında ve kurslarda konuşulanları elleri ve mimiklerini kullanarak simültane bir biçimde Türk İşaret Dili'ne çeviriler yapan ikiliden Özlem Özer, anne ve babasının sesle daha önce hiç tanışmamış ve sesi nasıl kullanacağını bilmeyen sağır kişiler olduğunu ve ana dillerinin de Türk İşaret Dili olduğunu söyledi. Özer, "Doğduğumuz andan itibaren ilk karşılaştığımız dili ana dil olarak kabul ettiğimiz için benim de ana dilim işaret dili. Okul öncesi eğitimi alana kadar hep işaret dili ile iletişimimi sürdürdüm" dedi.
Üniversiteyi çocuk gelişimi alanında tamamlayan ve işaret diline olan hakimiyetini profesyonel yaşama taşıma konusundaki farkındalığının geç oluştuğunu söyleyen Özer, "Mezun olduktan sonra çocuk gelişimi alanında bir süre çalıştım. Daha sonra işaret dili ile ilgili kendimi geliştirmek istedim. Çünkü dili bilmekle çevirmenlik yapmak aynı şey değil. Sosyal çevrende bu dili kullanmak ile hiç tanımadığın bir insanın söylediklerini hiç tanımadığın bir insana aktarmak çok farklı bir sorumluluk. Bu konuyla ilgili eğitimlerimi tamamladım ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde işaret dili çevirmeni olarak işe başladım" diye konuştu.
'MÜMKÜN OLSA 7/24 SADECE İŞARET DİLİ KULLANABİLİRİM'
Duyup algılayan ve duymadan algılayanlar olarak iki farklı kültürün olduğunu belirten Özer, "Biz o iki farklı kültür arasında köprü oluyoruz. Kendimi sağır kültürüne çok yakın hissediyorum. Sosyal hayatımda işitme engelli arkadaşlarımla tamamen işaret dili ile iletişim kuruyorum. Tercih ettiğim dil kesinlikle Türk İşaret Dili. Mümkün olsa 7 gün 24 saat sadece işaret dili kullanabilirim. Bunu yaparken sadece ellerimizi kullanmıyoruz. Jest ve mimikler, eller, aldığımız nefesin yeri bile işaret dilinde çok önemli. Sadece ellerimi kullansam ve yüzümde sürekli aynı ifade olsa iki ya da ikiden fazla farklı anlam çıkabilir. Jestler, mimikler, beden dili; hepsi birbirini tamamlıyor" dedi.
'BİZLERE HER DAİM İHTİYAÇ DUYABİLİYORLAR'
İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde pek çok alanda işaret dili çevirisi yaptıklarını dile getiren Melek Uslular da "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay'ın dahil olduğu hemen hemen her etkinlikte ve meclis toplantılarında işaret dili çevirmenliği yapmanın yanı sıra sağırlara yönelik kurslarda, Destekli İstihdam Ofisi'nde, adalete ve sağlık eğitimlerine erişim gibi konularda elimizden geldiğince sağır ve işitme engelli vatandaşlara yardımcı oluyoruz. Biz böyle bir çalışmayı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde sürdürdüğümüz için gurur duyuyoruz. Sivil toplum kuruluşları ile iş birliği çerçevesinde hemen hemen her platformda yer alıyoruz. Örneğin meclisi canlı yayından izleyecekleri zaman sağ alt köşede bizi gördüklerinde bunu çok daha erişilebilir buluyorlar" diye belirtti.
ONLARA 'CODA' DENİYOR
Anne ve babasının sağır olduğunu ancak kendisinde herhangi bir işitme yetersizliğinin olmadığını belirten Uslular, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağır ebeveyni olup çift kültürle büyüyen bizim gibi kişilere CODA (Children of Deaf Adults) deniyor. İşaret dili kursları günümüzde mevcut ancak sağırlar daha hızlı ve anlaşılabilir düzeyde iletişim sağlayabildikleri için bizim gibi CODA'larla iletişim kurmaktan ayrı bir keyif alıyorlar. Neticede bambaşka bir dil olduğu için zorlu ve yorucu bir yol diyebilirim. Ben sağır anne ve babanın çocuğuyum. 3 yaşında işaret dilini öğrendim, 8 yaşında işaret dilini çevirmenlik boyutuna taşıdım. İhtiyaç duyulacak her alanda aileme ve çevreme çevirmenlik yaptım. Mesleki olarak da 18. yılımdayım. Erişilebilirlik açısından onlara ses olabildiğim için gururluyum." (DHA)
FOTOĞRAFLI