9867,66%0,38
35,31% -0,14
36,64% 0,00
2994,82% 0,36
4844,79% 0,57
AIDS, dünyada pek çok kişinin adını duyduğu ancak tam olarak anlamadığı hastalıklardan biridir. HIV virüsünün neden olduğu bu hastalık, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu savunmasız hale getirir
AIDS, dünyada pek çok kişinin adını duyduğu ancak tam olarak anlamadığı hastalıklardan biridir. HIV virüsünün neden olduğu bu hastalık, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu savunmasız hale getirir. HIV, zamanında tedavi edilmezse AIDS evresine geçebilir ve ölümcül sonuçlara yol açabilir. Ancak hastaların yaklaşık %40'ı, vücutta virüsün varlığından habersizdir, bu da AIDS hastalığında erken teşhisin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Acquired Immune Deficiency Syndrome (AIDS) yani Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu, HIV virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. HIV, Human Immunodeficiency Virus (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) olarak bilinen bir virüsün, bağışıklık sistemini çökertici etkisiyle ortaya çıkar. Tedavi edilmezse HIV, bağışıklık sistemini zayıflatarak AIDS'e yol açar. AIDS evresinde vücutta yaralar, enfeksiyonlar ve hastalıklar meydana gelir.
HIV virüsü, üç ana yolla bulaşabilir:
HIV, bu yollar dışında, havadan, tokalaşarak ya da aynı eşyaları kullanarak bulaşmaz. Yanlış bir inanış, AIDS'in bu yollarla geçebileceğidir.
HIV’in ilk belirtileri genellikle grip benzeri semptomlarla kendini gösterir. Bunlar arasında baş ağrısı, halsizlik, ateş, ishal, uzun süren öksürük, kas ağrıları, deri döküntüleri ve lenf nodüllerinin şişmesi sayılabilir. HIV, bağışıklık sistemini zayıflattığı için, vücut çeşitli hastalıklarla baş edemeyebilir ve bu da basit hastalıkların bile iyileşmemesine yol açabilir.
AIDS veya HIV testi, vücutta virüsün var olup olmadığını anlamak için yapılır. Testin yapılabilmesi için, şüpheli bir durum sonrası 6 hafta beklenmesi önerilir. HIV testi genellikle kan örneğiyle yapılır ve ELISA adı verilen bir testle başlar. Eğer test sonucu pozitifse, P24 testi yapılabilir. HIV virüsünü tespit etmenin en güvenilir yolu ise PCR testidir, bu test virüsün varlığını antikorlar oluşmadan önce bile tespit edebilir.
Ne yazık ki, AIDS'in kesin bir tedavisi henüz bulunmamaktadır. Ancak HIV virüsü, antiretroviral tedaviyle kontrol altına alınabilir. Bu tedavi, virüsün çoğalmasını engeller ve bağışıklık sistemini güçlendirir. HIV ile yaşayan bireyler düzenli ilaç kullanımı sayesinde yaşam kalitelerini artırabilir ve hastalığın etkilerinden daha az etkilenebilirler.
Dünyada AIDS vakaları yıllar içinde azalma eğilimindeyken, Türkiye'de vakalar artmaktadır. 1985 yılında ilk AIDS vakası görülen Türkiye’de, şu an resmi verilere göre 16.644 hasta bulunmaktadır. Bunların 13.127'si erkek olup, bu sayının gelecekte artması beklenmektedir. AIDS'in en yaygın bulaşma yolu, korunmasız cinsel ilişkidir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 3 milyon kişi AIDS nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
AIDS, vücuda sinsice yerleşip uzun süre fark edilmeden ilerleyebilir. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri ve testler, erken teşhisin anahtarıdır. Erken teşhisle başlanacak tedavi, hastalığın ilerlemesini engelleyebilir ve yaşam kalitesini artırabilir. AIDS hastalığının kontrol altına alınması için düzenli doktor kontrolleri ve ilaç kullanımı büyük önem taşır. Bu sayede hastalar, uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler.
AIDS'e karşı farkındalık, erken teşhis ve tedavi, virüsün kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynamaktadır.