Çiftçiler söz konusu durumdan yakınırken acilen önlem alınması gerektiğini paylaştı. İşte detaylar…
Trabzon hurması hasadında yaşanan zararın boyutları artıyor. Kahverengi kokarcanın etkileriyle üreticiler, ürünlerinde yüzde 30-40'a varan kayıplar yaşadıklarını belirtiyor. Karadeniz'den Ege'ye, Akdeniz'den Marmara'ya kadar birçok bölgede yetiştirilen bu değerli meyve, yeniden bir tehdit altında.
Karadeniz Bölgesi’nin önemli tarım ürünlerinden biri olan Trabzon hurması hasat sürecine girdi. Ancak, anavatanı Çin olan ve tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinden Anadolu'ya Trabzon üzerinden ulaşan bu meyve, bu yıl kahverengi kokarcanın olumsuz etkileriyle karşı karşıya. Tarımsal alanlara ciddi zararlar veren kokarcanın, fındık, sebze ve meyveler üzerinde yarattığı hasar, üreticileri zor durumda bırakıyor.
Üreticiler, ürünlerinde yaşanan kaybın büyüklüğünü yüzde 30-40 arasında tahmin ediyor. Ortahisar Tarım ve Orman Müdürü Bülent Bayrak, durumu şu sözlerle aktardı:
"Kokarca, meyve dökümleri, çatlama, çürüme ve kokuşma gibi sorunlara yol açıyor. Hasat öncesinde tam anlamıyla bir hasar tespiti yapamasak da, diğer ürünlerle kıyasladığımızda kayıplar hat safhada."
HURMA BAHÇELERİ YENİDEN CANLANIYOR
Trabzon'da üreticiler, sabahın erken saatlerinde bahçelerine gelerek, özenle topladıkları Trabzon hurmalarını kasalara yerleştiriyor. Yumuşak yapısı nedeniyle ezilme riski taşıyan bu meyve, satışa hazır hale getiriliyor. Kurutulmak üzere hazırlanan hurmalar, çeşitli işlemlerden geçirilerek tüketiciyle buluşturuluyor. Bayrak, Trabzon hurmasının taze ya da kurutulmuş halde değerli bir ürün olduğunu vurgulayarak, "Hem vitamin hem de karbonhidrat olarak çok besleyici bir meyve” dedi.
Üreticilerden İsmet Bayrak, 5 yıl önce fındık ağaçlarını sökerek Trabzon hurması fidanı diktiğini anlatarak, "Meyve ve kurutma olarak tüketilebiliyor. Çok sağlıklı olduğunu biliyoruz. Ancak, kokarca nedeniyle sıkıntılar yaşıyoruz. Karpuz, incir ve fasulye gibi diğer ürünlerimizden de verim alamıyoruz" dedi.
Bu yıl yaşanan sorunlar, bölgedeki tarım sektörü için büyük bir tehlike oluşturuyor. Üreticiler, hem kendi bahçelerinde hem de genel olarak tarım alanlarında yaşanan zararlara karşı kimyasal, mekanik ve biyolojik mücadelelerin sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
